Zaman algısının bükülmeye başladığı, kalplerimizin tanımsız hissettiği zamanlardan geçiyoruz.
Hayat geç kaldığını zannediyorsun. Her şey hemen olmalıymış gibi hissediyorsun. ‘Bir şeyler yapmam lazım, hayat geçiyor’ dediğin anlar. Korku temelli bir ilerleme içindeyiz.
Satürn ve Venüs kavuşumu doğal olarak aşkta, sevgide, kendimize verdiğimiz değerde bizi kısıtlar. Satürn ve Venüs’ ün doğası birbirine zıttır. Venüs, sevmek ve sevilmek, değer görmek ister. Lüksü, ihtişamı sever, gönlü hoş tutulsun ister. Oysa Satürn emekçidir. Emek verdiğin, bedelini ödediğin şeyleri büyütür. Güzellikleri sana verir ama hak etmeni, öncesinde disiplin, sabır ve azimle onun için çalışmanı ister. Tıpkı bir hoca gibidir.
Bu kavuşum yaşandığında içsel olarak biraz kararırız. Çünkü asıl görmemiz gerekenleri görürüz. İlişkilerde var olan sahtelikler gün yüzüne çıkar. Sanki partnerin ve sen iki ayrı uç gibisin de bu şimdi görünür oldu gibi hissederiz. Gözler açılır, perde aralanır, buzdağının ardı açığa çıkar.
Can acıtan, kafa karıştıran bu hal aslında bizi gerçekle sahteyi ayırmaya zorluyor. Gerçekten bizimle uyumlu olan ilişkiler derinleşecek, emekle büyüyecek. Ama beklentiyle, korkuyla bugünlere gelen, alışkanlıklara dayanan her ne varsa elimizden uçup gidecek. Ayrılıklar bu dönemin doğal parçası olacak. Ancak unutulmamalıdır ki her ayrılık bir yeniden doğuş hikayesidir.
Bırakman gerekenleri görmeye niyet et.
Unutma! Kaçarsan büyür, bakarsan çözülür.