Baldur's Gate 3 dünyanın en popüler RPG'lerinden biri haline geldi. Bunun birçok nedeni var. Bazıları bunu yaratıcı oyun mekaniklerine bağlayabilir. Evet, mekanikler oldukça başarılı ancak sıra tabanlı olduğu için herkesin hoşuna gitmeyebilir. Ve dürüst olmak gerekirse, bu oyunu satın almanızın nedeni oyun mekanikleri değil.
Bu oyunun herhangi bir mikro ödeme olmadan eksiksiz bir paket olduğu gerçeğini seven başkaları da var ama bana göre bu belki de hayatım boyunca oynadığım en iyi hikaye odaklı oyunlardan birisi. Bu bir RPG değil; bir RPG'nin olduğundan çok daha fazlası. D&D ya da “Dungeons and Dragons” olarak da bilinen 70'lerden kalma bir rol yapma oyunu. Bu oyun aslında bir D&D seansını bire bir kopyalıyor. Herhangi bir noktada kesinlikle istediğiniz her şeyi yapmakta özgürsünüz ve oyun her zaman hikayenizi anlatan bir "Dış Ses" tarafından aktarılıyor. Oyunun size verdiği özgürlük gerçekten çok dikkat çekici.
Her şey karakter yaratma ile başlıyor. Bir sınıf ve ırk seçmeniz bekleniyor. Görünüşünüzü seçiyorsunuz ve hikayenin evrenine doğru yola çıkıyorsunuz. Şimdi az önce bahsettiğim gibi bu bir D&D oyunu, yani karakteriniz üzerinde mutlak kontrole dayanan bir tür. Burada, her biri özel niteliklere ve benzersiz yeteneklere sahip kendi özelliklerinizi seçiyorsunuz. Daha sonra size tavsiyelere göre sıralanan bir dizi özellik puanı veriliyor. Elbette, mutlak kontrol sizde olduğundan bunları istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Sonra ise karakter tasarımına geçiyorsunuz. 18 saat sonra işiniz bittiğinde, gardiyanınızı da tasarlayabiliyorsunuz! Ayrıca harika olan şey, sadece kendi karakterinizi yapmak yerine, hikayede zaten var olan karakterlerden birini seçip oynayabilmeniz. Normalde bu karakterleri maceralarınıza dahil edebilirsiniz, ancak aynı zamanda bu karaktere sahip olma seçeneğiniz de var ve hikayeyi onların bakış açısından oynayabiliyorsunuz.
Nihayet bundan sonra, karakter yaratmayı bırakıyoruz ve dünyaya adımımızı atıyoruz, işte o zaman devasa bir kullanıcı arayüzü ile karşılaşacaksınız. Şimdi biraz bunun hakkında konuşalım. Her şeyden önce, bu oyunun yaklaşık 10 yıldır geliştirilmekte olduğunu fark ettiğinizde her şey anlam kazanıyor. Bu oyun, bu tarz bir kullanıcı arayüzünün tamamen normal olduğu zamanlardan geldi. Eski tarz rol yapma oyunları size milyonlarca düğme verirdi ve bunların ne işe yaradığını anlamaya çalışmanızı izlemekten keyif alırlardı. Bunun da ötesinde, tutorial'lar minimumda tutulurdu. Tüm olasılıkları keşfetmek eğlencenin bir parçası olurdu. Bu şekilde, oyun kesinlikle oldschool düşünce tarzını da yansıtıyor. Savaş mekaniklerinin nasıl çalıştığını anlamaya çalışmamın yanı sıra, ki dürüst olmak gerekirse, evet, ilk birkaç saat kesinlikle içinde kaybolacaksınız, bir şeyleri becerebildiğimi keşfetmek kesinlikle inanılmaz hissettirdi. D&D kıdemlileri için, etrafta gizlice dolaşmanız, ateş büyüleriyle meşaleleri yakmanız veya mümkün olduğunda insanları soymanız gerektiği kesinlikle bariz olacaktır. Ancak oyuna başladığımda hayatında hiç D&D oynamamış biri olarak bana, goblinlerin arkasına gizlenip onları savaşa bile girmeden uçurumdan aşağı itebilmem için bir itme düğmem olduğunu keşfetmek inanılmaz hissettirdi. Bu durum, ayrıca bir takıntılı gibi her gün D&D içerikleri tüketmeme ve beni de bir kıdemli rütbesine çıkmama sebep oldu. Kesinlikle şikayetçi değilim, hayatıma çok üyük bir renk kattı. Bu arada, savaşta olmasanız bile tüm saldırı kitlerinizi her zaman kullanabilirsiniz.
Buna ek olarak, onlarca yıldır RPG oyunları oynayan insanlar sonunda oyunların mantığını çözdü. Rol yapma oyunlarındaki diyalog sistemleri tamamen seçim yanılsamasıyla ilgilidir. Oyun size seçenekler sunabilir ve ne söylemek istediğinizi seçebilirsiniz, ancak hikayenin sonucu genellikle aynı kalır. Bununla birlikte, yanılsamanın amacı, bazen nadir durumlarda, söylediklerinizin aslında hikayeyi değiştirmesidir. Bazı oyunlar size çok sayıda seçenek sunabilir ve genelde bunların çoğu önemli sonuçlar doğurmaz. Mass Effect gibi diğer oyunlarda 80-20 ayrımı vardır; konuşmaların %80'i önemli değildir ve sadece size hikaye anlatmaya yarar, ancak konuşmaların geri kalan %20'si hikayeyi değiştirebilir. Kulağa düşük gelse de, yine de oldukça iyi çünkü konuşmaların %80'i önemli olmasa da, yine de onları hikayenin önemli parçaları olarak görüyorsunuz çünkü hangi konuşmaların %20'nin bir parçası olacağını bilmiyorsunuz. Ama sonra Baldur's Gate devreye giriyor.
İnteraktif oynanışı diyalog sistemiyle birleştirdiğinizde, bazı uç yerlere gitmeye başlayacaksınız. Rol yapma unsurları ile oldukça sınırlı olduğunuzu düşünebilirsiniz. Evet, bahsettiğim gibi hikayeyi değiştiren diyalog seçenekleriniz var. Ancak unutmayın, bu oyun D&D'yi bire bir kopyalıyor, bu da her şeyin etkileşimli olduğu ve bu nedenle hiçbir şeyin sınırı olmadığı anlamına geliyor. Yani, sevmediğiniz biriyle konuşuyorsanız, her zaman - ve her zaman demek istiyorum - saldırı düğmesi orada duruyor. Ancak bu oyunun en iyi kısmıyla karşılaşabileceğiniz yer burası: zar kontrolleri.
Bu mekaniğin amacı basit: hikayenizi çeşitlendiriyor, ki bu inanılmaz derecede küçümsenen bir özellik. Sistemin çalışma şekli, hikayeyi ilerleyişini değiştiren bir karar anına geldiğinizde bir zar kontrolünden geçiyorsunuz. Oyun size 1 ile 20 arasında bir sayı verir ve siz de başarılı olup olmadığınızı görmek için bir zar atarsınız. Ne kadar zor bir görev yaptığınıza bağlı olarak, bu sayı daha yüksek veya daha düşük olabilir. Ancak özelliklerinizin de zarlarınız için size ekstra puanlar verdiğini fark ettiğinizde işler çok daha ilginç hale geliyor. Yüksek zekaya sahip olmak size tartışmalarda +2 bonus verebilir; yüksek güce sahip olmak size göz korkutmak için de ayrı bir bonus verecektir. Ancak bunun da ötesinde, partinizde hangi karakterlerin olduğuna bağlı olarak, size daha da fazla puan veren ekstra güçlendirmeler alabilirsiniz.
Sonunda o kadar zor görevler bulacaksınız ki, zarlarınızla doğal olarak istenen sayıya ulaşamayacaksınız. Örneğin, 25 puanlık bir kontrol ile karşılaşabilirsiniz. Zarınız sadece 20'ye kadar atabildiğinden, yüksek zar atmanız ama aynı zamanda buna ulaşmak için yeterli bonuslara sahip olmanız gerekir. Elbette bu harika sistemin bir de baştan savma tarafı var. Her zar atmadan önce oyunu kaydedebilir ve başarısız olursanız bir önceki kaydı yükleyebilirsiniz.
Bazı insanlar bunu dolandırıcılık olarak görüyor, ancak dürüst olmak gerekirse, bu tek oyunculu bir oyun. Nasıl isterseniz öyle oynayın. Özgürlük gerçekten de bu oyunun ana mekaniği.
Özetlemem gerekirse, Baldur's Gate 3 zamanının en dikkat çekici ve detaycı oyunu. Verilen emeğin ve tutkunun izlerini oyunun her kısmında hissediyorsunuz. Son yıllarda art arda gelişi güzel hazırlanmış ya da "Erken Erişim" adı altında eksik kalmış oyunları tam fiyatı ile satan şirketlerden dolayı umudumuz azalmıştı. Larian Studios, bize her işin sonucunda para olmadığını ve bir işi sadece gerçekten sevdikleri için yapabildiklerini göstermiş oldular