Sağlığın hayatımızdaki paha biçilemez yeri tartışılamazken, sağlıklı kalmanın eğlenceli yollarını bulmak çok önemli. Dansı sadece bir performans olarak görmemek ve bir ifade biçimi olduğunu düşünmek daha mantıklı geliyor. Özellikle rutin bir düzeniniz varsa sürekli bir döngü halinde kalmak, survival mode diye tabir edilen hayatta kalma modundan farksız bir hal alabilir. Bu noktada önemli olan şey rutinden ya da bir döngüden ziyade dengeyi bulmak olduğu kanaatindeyim.
Dans en temel bağlamda vücudun hareketleridir. Bir ritim yakalar, ayak uydurup uyduramaması veya aynı hareketleri tekrar edip etmemesi önemli değildir. Sürekli masada çalışıyorsanız rahat etmenizi sağlar, gün boyu kullanma gereksinimi duymadığınız şekilde hareket edersiniz ve formda kalmanıza yardımcı olur.
Tabii ki fiziksel sağlığımız kadar, mental sağlığımız da bir o kadar önemli. Dansın aslında mental sağlığımıza olan etkisini bir örnek vererek anlatmak istiyorum. Çocukken dansa merakınız var mıydı ya da çok hareketli bir çocuk muydunuz bilmiyorum biraz genelleme olacak ama çoğumuz böyleydik, bir süre sonra yani büyüme sürecimizde bu hareketleri aniden yapma hissiyatı gitgide bastırıldı ve hiçbirimiz fark etmedik. Bu örneği sizlerle paylaşmamın sebebi şu, çocuklar küçükken çok yaratıcıdır hatta büyümüşte küçülmüş deriz çünkü istedikleri gibi hareket ederler ve kimse onları bu hareketleri için yadırgamaz. Büyüdükçe, bu serbest ritmi kaybettikçe aslında mental anlamda da kısılmış olduğumuzu düşünüyorum.
Bunun dışında dans, serbest değilse bile kareografi zihin koordinasyonu sağlar. Bu da hafızamızı güçlendirir. Serbest olduğu taktirde ise kendimizi ifade etmenin bir yolunu bulmuşuz demektir.