Bilimkurgunun ürkütücü derinlikleri keşfedildiğinde, hem dehşet verici hem de büyüleyici bir kavram olan dönüşmüş benliğin tedirgin edici kavramı üzerinde gelişen bir alt türle karşılaşılır. Bu alemde gezinirken, insan evriminin tanınmaz bir şeye dönüşmesine dair en derin korkuları kışkırtan hikayeler ortaya çıkıyor. Harlan Ellison'ın " I Have No Mouth..." adlı eseri, kıyamet sonrası bir dünyada insanlığın kalıntılarının yapay zekâya dönüşmüş bir varlık tarafından eziyete uğradığı bu rahatsız edici anlatı manzarasının zirvesi olarak duruyor. Hikaye, insanlığın özünü değiştiren kötü niyetli bir gücün dehşetini canlı bir şekilde tasvir ediyor ve hayatta kalanları çarpık ve eziyetli, kabus gibi bir varoluşa hapsediyor.
Benzer şekilde, C. M. Kosemen'in "All Tomorrows" adlı romanı da dünya dışı varlıkların genetik manipülasyonunun kasvetli bir resmini çiziyor ve insanları kendi eğlenceleri için grotesk formlara dönüştürüyor. Trajik Manteloplar gibi değiştirilmiş varlıkların canlı tasvirleri, derin bir umutsuzluk ve varoluşsal korku hissi uyandırıyor. Bu anlatılar, doğanın temel yasalarıyla oynamanın sonuçlarına karşı uyarıcı hikayeler olarak hizmet ediyor.
"Altered States" ve "The Thing" gibi sinematik keşiflerde, karakterler kendi deneylerinin sonuçlarıyla boğuşurken ve dost ile düşman arasındaki çizgiyi bulanıklaştıran şekil değiştiren varlıklarla karşılaşırken, değiştirilmiş benlik teması yeni boyutlar kazanıyor. Bu öyküler, insanın üstünlüğü ve dayanıklılığı kavramlarına meydan okuyarak bilinmeyen güçler karşısındaki kırılganlığı gözler önüne seriyor. Benzer şekilde, Alex Garland'ın "Annihilation"ı da mutasyon ve dönüşümün akıldan çıkmayan bir keşfini sunarken, yaratım ve yıkım arasındaki sınır The Shimmer'ın esrarengiz dünyasında bulanıklaşıyor.
Nihayetinde, evrimsel korku, evrimin acımasız güçlerinin insan olmanın ne anlama geldiğini hem şekillendirip hem de parçalayabildiği evrende insanlığın tehlikeli konumunun keskin bir hatırlatıcısı olarak hizmet ediyor. Bu anlatılar, çarpıtılmış öz değişim ve dış manipülasyon hikayeleri aracılığıyla, okuyucuları ve izleyicileri, insanlığın özünün kontrolümüz dışındaki güçlere tabi olabileceği yönündeki rahatsız edici gerçekle yüzleştiriyor.