Ah o eşsiz duvarlar, işlemeler, mimariler yok mu, alıp götürüyor insanı uzak diyarlara... Kuşkusuz tarih, kültür ve sanat bir araya geldiğinde akla gelen ilk şeylerden biri eşsiz güzellikteki saraylar ve müzelerdir. Bu haftaki konumuza da Topkapı Sarayı’ndan devam etmek isterim. Hiç tarihi bir yapı gördüğünüzde o yapının daha önce nelere şahit olduğunu hiç düşündünüz mü?
İstanbul, Byzantion, Augusta Antonina, Nova Roma, Konstantinopolis, Kostantiniyye ve İslambol… İsmi ne kadar değişirse değişsin, bu muhteşem şehir, uçsuz bucaksız tarihini ve kültürel zenginliğini barındırmaya hep devam etti. Şehrin tarih boyunca barındırdığı eşsiz yapılar gün geçtikçe dillere destan oldu ve en değerli miras haline geldiler. İşte o yapıların en ihtişamlılarından birini gelin daha da yakından tanıyalım; karşınızda Topkapı Sarayı.
Muhteşem Yapının Doğuşu
İhtişamlı sarayımız yıllar boyu Osmanlı İmparatorluğu’na ev sahipliği yapmıştır. Padişahların karargâh noktası ve aynı zamanda aileleriyle yaşadıkları kocaman bir ev olmuştur saray. Tarihte alınan önemli kararlar bu sarayın duvarları arasında yankılanmıştır. Topkapı Sarayı 15. yüzyılda dönemin yüce padişahı Fatih Sultan Mehmed Han tarafından inşa edilmiştir. En görkemli, en güzel manzaraya sahip tepelerden birinde güzel denizi görecek şekilde inşası 1478’te tamamlanmıştır.
Peki ya sarayın içi nasıldı?
Saray ilk yapıldığında savunma odaklı tasarlanmıştı ancak daha sonraki yıllarda yapılan eklemeler ile saray daha çok ikamet edilmek ve yönetim karargâhı amacıyla kullanılmıştır. Zamanla yapılan eklemeler beraberinde sanatı da getirmişti. Odaların, saray içi yolların büyüsü o dönemin eşsiz mimarisi ile bütünleşmişti.
Topkapı Sarayı içerisinde çeşitli bölümlere ayrılmıştır. Padişahın ailesi ve cariyeleri için Harem, bu bölümlerin en ihtişamlısıdır. Duvarlara işlenen motifler, turkuaz, mavi ve kırmızı rengin yoğunlukta olduğu o eşsiz boya darbeleri... Kim bilir nelere şahit oldular; hangi kararlara, doğuma, ölüme, başarıya ve kedere. Bunun yanı sıra ünlü Hazine Odası ise günümüzde sergilenen çeşitli eserlere yuva olmuştur. Ünlü Kaşıkçı Elması, Topkapı Bıçağı gibi dönemin eserleri günümüzde bu sarayda sergilenmektedir.
İhtişamın Gölgesindeki Mesajlar
İstanbul'un belki de en iyi manzarasına sahip eşsiz saray, ev sahipliği yaptığı yıllar ve sonrası için de önemli bir yerdedir. İstanbul'un kalbi denilen bu saray sadece padişahların, ailelerinin, cariyelerinin, kapıkullarının, ağaların yaşadığı yer değil aynı zamanda idari tüm işlerin yönetildiği, yüksek bir güce sahip merkez olmuştur. İhtişamı ile elçileri ağzı açık göndermiş, işlemeleri, motifleri ile dillere destan, manilere de söz olmuştur.
Topkapı Sarayı günümüzde müze olarak görkemini sergilemeye devam etmektedir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından 3 Nisan 1924 tarihinde müze haline getirilmiş, 9 Ekim 1924’te de ziyarete açılmıştır. Bu tarihle de anlarsınız ki Topkapı Sarayı Cumhuriyet’in ilk müzesi unvanına sahiptir.
Görüyorsunuz değil mi bir saray neler barındırmış içinde. Kimlerin hikayelerine, şiirlerine, manilerine, musikilerine konu olmuş zamanında... Peki ya sizler hiç Topkapı Sarayı’nı ziyaret ettiniz mi? Ettiyseniz bu ihtişamın gölgesinde büyülendiniz mi yıllar boyu her insanın büyülendiği gibi? Cevaplarınızı sabırsızlıkla bekliyorum. İyi okumalar dilerim.