OSMANLI’DA KÜLTÜR VE SANAT
Yıllardır okuduğum kitaplardan, izlediğim belgesellerden ve yaptığım araştırmalara dayanarak, Osmanlı İmparatorluğu’nda kültürün ve sanatın önemi en az askeri başarılar kadar büyük olduğunu düşünüyorum. Çünkü Taşlıcalı Yahya ve Nasuh Efendi’nin tarihe bizzat tanıklık etmeleri, yaşanan olayları yazıya dökmeleri ve çizimleriyle anlatmaları, 15. ve 16. yüzyılları ele aldığımızda bana oldukça etkileyici geliyor.
Osmanlı İmparatorluğu’nda fethedilen yerlerden toplanan kitaplar, parşömenler ve bilim insanları sayesinde o dönemde Ortadoğu’da müthiş bir aydınlanma ve kültürel gelişim yaşanmış. Özel hattatlar, minyatürcüler, semazenler ve şairler, Osmanlı’nın en değerli sanatçıları olup hem saray için hem de bugün yaşayan bizler için çok kıymetli eserler bırakmışlar.
Kültürel açıdan ele alırsak, Orta Asya’dan gelen Türk kültürünün Osmanlı İmparatorluğu’nda etkisini azalttığını ve yerini Fars-Arap kültürüne bıraktığını söyleyebiliriz. Bunun en büyük sebebi, Türklerin Müslüman olması. Ayrıca Osmanlı, devlet yönetme kültürü açısından Roma İmparatorluğu’nu da örnek almıştır. Bunu geçen gün öğrendiğim bir bilgiye dayanarak söylüyorum. Hepimizin bildiği "Rum" kelimesinin kökenine baktığımızda, tarihçilerin bunun "Roma"dan geldiğini söylediğini görüyoruz. Buradan yola çıkarak, Fatih Sultan Mehmet’in kendine "Kayser-i Rum" demesini hep merak etmiştim. Türkçeye çevirdiğimizde, Roma İmparatoru’na eş değer bir anlam taşıdığını anlıyoruz. Bu bilgiyi ilk duyduğumda çok şaşırmıştım. Gemileri karadan yürüterek İstanbul’u fetheden bir padişahın, aynı zamanda Roma İmparatorluğu’nun devamı olduğunu ilan etmesi ve bunu benimsetmesi bana oldukça ilginç gelmişti.
Osmanlı’da sanata baktığımızda minyatür çizimler ve marşlar öne çıkıyor. Hâlâ dinlediğiniz Mehter ve Plevne Marşları, 15-18. yüzyıllar arasında yazılmıştır. Minyatürlerde ise padişahlar ve saray ortamı tasvir edilmiştir. Resim olmamasının sebebi, bir kişinin suretini çizmenin o dönemlerde İslam’da büyük bir günah sayılmasıdır. Bu yüzden ne padişahlar ne de halk resim yaptırmıştır. Ancak tek bir istisna vardır: Fatih Sultan Mehmet. O, İtalya’dan ünlü ressam Bellini’yi getirterek kendi portresini çizdirmiştir. Bu da onun dönemin şartlarına göre ne kadar entelektüel olduğunu gösterir.
Bu bilgiler şimdilik cebinizde kalsın, devamını ilerleyen haftalarda sizlere anlatacağım. Peki, siz Osmanlı İmparatorluğu’nda bir padişah olsaydınız, kendi resminizi çizdirir miydiniz? Cevaplarınızı yorumlarda bekliyorum. ☺️
İşte bahsettiğim Fatih Sultan Mehmet portresi: