Bir şeyi çok istediğimizde, hayal ettiğimizde, gerçekleşmesini istediğimizde onu evrene gönder ve bırak dedikleri şey sizce gerçek mi? Evren nerde? Sizce bu işlerle gökyüzünde ilgilenen birisi mi var?
Yani nasıl oluyor da evrene gönderdiğim bir isteğim gerçek oluyor? Veya nasıl oluyor da bazı isteklerimiz gerçekleşmiyor?
Bilim buna çekim yasası diyor biz spritüellerse 'frekans'.
Beyninin yaydığı frekanslar bir radyo alıcısı gibi sürekli etrafa sinyal gönderiyor. Ve sen nasıl ki radyoda moduna uygun bir şarkı bulmak için kanalları değiştiriyorsun işte çevrene de frekansına uygun kişileri ve olayları çekiyorsun.
Evet doğru anladın! Çevreni, ilişki kurduğun insanları (sevmediklerin ve sorun yaşadıkların da dahil), yaşadığın olumsuzluk tecrübeleri etrafına hep kendi enerjinle çekiyorsun. Ve aynı şekilde yaşadığın güzel tecrübeler de senin eserin.
Evren dediğimiz şey sensin. Senin saf kalbin. Gerçekleşen hayallerin de senin kalbinin en derinlerinde, bütün saflığınla istediğin şeyler. Bazen en çaresiz bir anında ettiğin bir duayla oldurursun, bazen de çok mutlu bir anında ettiğin bir şükürle o isteği mühürlersin. Ama en derinlerinde her zaman tertemiz bir kalple, hiç bir beklenti olmadan istemek vardır.
O yüzden, hayatını nasıl yaşamak istiyorsan enerjini de o duyguya odaklamalısın. Hayatın içinde doğum ve ölüm kaderseldir ama onun dışındaki her şey senin eserin! Şans veya kader dediğin şey senin bilinçli veya bilinçsiz tercihlerinle şekilleniyor. Bilinçsiz isteklerin yerine bütün kalbinle olmasını istediğin bilinçli bir yaşamı kendine çekebilirsin. Yeter ki doğru istemeyi bil!
İyi bir gelecek hayal ediyorsan önce onu zihninde yaratmalısın. İyi geleceğin her bir anını gözünün önünde iyice imgelemeli ve o duygunun içine bütün kalbinle girmelisin. Nerdesin? Nasıl bir ortamda yaşıyorsun? Yanında kimler var? Ne yiyor, ne içiyorsun? Her bir anını en ince ayrıntısına kadar gözlemle.
Hayal ettiklerinin gerçekliğin olması senin elinde!
Şimdi düşün bakalım! Sen nasıl bir gelecek yaratımı yapmak istersin?