Tıbbi Dizilerdeki Gerçek Dışı Sahnelere Bir Bakış
Tıp temalı diziler hepimizi ekran başına kilitleyen yapımlar arasında. Gerilim, insan hayatı,
mucizeler, kahraman doktorlar… Ancak gerçek hayattaki hastaneler, o izlediğimiz dizilerdeki
kadar heyecanlı ve mucize dolu değil. Aslında, bu yapımlar dramatik etkiyi artırmak için
birçok şeyi abartıyor ya da olduğundan çok farklı gösteriyor. Ve işin ilginç yanı şu: biz
farkında olmadan bu kurgulara inanıyor, hatta bazen gerçek doktorlardan da aynı performansı
bekliyoruz.
Mesela kalp krizi geçiren bir hastaya CPR uygulanırken, dizilerde bu müdahaleyle hasta
birkaç saniyede gözlerini açıp konuşmaya başlar. Oysa gerçek hayatta CPR yapılan hastaların
yaşama dönme oranı çok daha düşüktür ve iyileşme süreci oldukça karmaşıktır. Aynı şekilde
bir ameliyat sahnesi düşün; doktorlar steril kıyafet olmadan ameliyathaneye giriyor,
eldivensiz ellerle hastaya dokunuyor. Bu tür sahneler aslında hastanelerde asla kabul
edilmeyecek büyük hatalardır.
Örneğin Doktorlar dizisinde bazı sahnelerde karakterler acil ameliyata girerken sterilizasyona
dikkat etmiyor, doktorlar uzmanlık alanı fark etmeksizin her türlü vakaya müdahale ediyor.
Oysa tıpta her bölüm kendi içinde uzmanlık gerektirir. Bir beyin cerrahı kolay kolay bir
ortopedi vakasını ameliyat edemez. Ama dizilerde sanki bir süper doktor her şeyi yapabilir
gibi bir hava yaratılıyor.Benzer şekilde, Kalp Atışı dizisinde başrol doktor Eylül, adeta bir
süper kahraman gibi her hastayı kurtarıyor, hatta bazı sahnelerde aksiyon filmlerini aratmayan
dövüş sekansları bile var. Gerçek hayatta doktorlar böyle sahnelere değil, sabır, iletişim,
doğru teşhis ve ekip çalışmasına ihtiyaç duyar. Ayrıca hastalıklara konulan teşhisler de
dizilerde genellikle abartılı hızlılıkla yapılır. Gerçek bir tanı süreci; testler, konsültasyonlar ve
gözlem gerektirir, dakikalar değil bazen günler hatta haftalar sürebilir. Mucize Doktor
dizisinde ise otizm spektrumundaki bir doktorun tıbbi dahi olması, neredeyse her vakayı
çözmesi gibi abartılar var. Evet, bu ilham verici bir bakış açısı yaratıyor ama aynı zamanda
“her otizmli birey dâhidir” gibi bir yanlış algıyı da besliyor. Üstelik dizide hasta-doktor
ilişkilerindeki duygusal yakınlıklar, etik sınırların çok ötesinde. Gerçek hayatta böyle
davranışlar meslekten men sebebi olabilir.
Yalnız Türk dizileri değil, yabancı yapımlar da bu konuda oldukça cüretkâr. Mesela Grey’s
Anatomy, izleyicilere sürekli olarak dramatik ameliyatlar, mucizevi iyileşmeler ve hastane içi
ilişkiler sunuyor. Ancak dizideki karakterlerin neredeyse her gün ölüm kalım savaşı vermesi,
gerçek hastanelerdeki günlük rutinlerle örtüşmüyor. Dahası, orada da tüm doktorlar her işi
yapıyor: hem kalp ameliyatı yapıyorlar hem travma vakası alıyorlar, hem beyin cerrahisine
giriyorlar… Böyle bir şey mümkün değil.House M.D. dizisinde de doktor House’un hiçbir
test yapmadan ya da tüm testler negatif çıkmışken, aklına esen bir fikirle hastalığı teşhis
etmesi klasikleşmiş bir senaryo. Oysa tıpta “içgüdüyle” tedaviye başlamak gibi bir şey yoktur.
Ayrıca House karakterinin hastalara sert davranması, empati kurmaması gibi özellikleri,
gerçek doktor-hasta ilişkilerinde ciddi problemler yaratabilecek davranışlardır.
Benzer bir durum The Good Doctor dizisinde de görülüyor. Tıpkı Mucize Doktor’daki gibi
otizmli ve savant sendromlu bir karakterin hastanede kusursuz işler yapması gösteriliyor.
Elbette farkındalık yaratmak açısından önemli ama yine de spektrumun ne kadar çeşitli
olduğunu göz ardı etmek, yanlış bir algı yaratabilir.Bu tür dizilerle büyüyen, onları severek izleyen insanlar olarak bazen farkında olmadan
“gerçek” ile “kurgu” arasındaki sınırı kaybedebiliyoruz. Özellikle sağlık gibi hassas bir
konuda bu tür yanlış bilgilerin yayılması, insanların gerçek hayattaki beklentilerini
etkileyebiliyor. Hastaneye gittiğinde “Ama dizide hemen ameliyata almışlardı!” diyen biriyle
karşılaşmak hiç de az rastlanan bir durum değil.
Diziler elbette kurgu. İzlemesi keyifli, duygusal bağ kurmak güzel, bazıları gerçekten ilham
verici. Ama unutmayalım ki sağlık söz konusu olduğunda bilgi kaynağımız diziler değil,
doktorlarımız olmalı. Gerçek hayatta işler yavaş ilerler, mucizeler nadirdir ve her doktor her
şeyi yapamaz. Yine de tıbbi diziler izlemek istiyorsan —izle tabii ki— ama yanında biraz
sorgulayıcı bakış açısı da olsun.
Gerçek Tıbbi Bilgiye Ulaşmak İçin Güvenilir Kaynaklar
Televizyon ve diziler eğlenceli olabilir ama sağlık söz konusuysa doğruluğu kanıtlanmış
kaynaklara yönelmek önemli. İşte bazı güvenilir web siteleri:
• Sağlık Bakanlığı Resmî Web Sitesi
Türkiye’de sağlık hizmetleri, güncel hastalık bilgileri ve kamu bilgilendirme içerikleri.
• Mayo Clinic – mayoclinic.org
Dünya çapında kabul gören, bilimsel ve hasta dostu tıbbi içerikler sunan İngilizce bir kaynak.
• WebMD – webmd.com
Hastalıklar, semptomlar ve tedaviler hakkında kolay anlaşılır bilgiler (İngilizce).
• E-nabız
Türkiye’de kişisel sağlık verilerine erişim sağlayabileceğiniz e-devlet destekli platform.
Dizi karakterleri değil, doktorun seni gerçekten iyileştirir.