Sağlık denildiğinde akla genellikle beslenme düzeni ve spor yapmak gelir. Araştırmalara göre, insanların spor yapmalarındaki temel sebep %70 oranla fiziksel görünümlerini iyileştirmek oluyor. Ancak fiziksel sağlık kadar mental sağlık da en az onun kadar önemlidir. Doğru bir beslenme düzeni ve düzenli spor yapmak, mental sağlığımızı dengede tutmaya yardımcı olabilir. Ancak, yanımızda sevdiğimiz, değer verdiğimiz insanların bulunması, her gün görüştüğümüz kişilerin varlığı da mental sağlığımıza sandığımızdan çok daha büyük katkı sağlar.
İnsanlar farkında olmasa da bir yere ait hissetmek, huzurlu ve mutlu olmak, sadece o yerin güzelliğiyle değil, yanında bulunan insanların sana ne kadar iyi geldiğiyle de doğrudan ilgilidir. Düzenli spor yapıp sağlıklı beslensen de hayatında iyi ilişkiler ve sağlam dostluklar kuramadıysan, mental ve fiziksel olarak tam anlamıyla mutlu olman zor olabilir. Ancak, etrafında sana iyi gelen insanlar varsa en büyük dertlerin bile gözünde küçülebilir, en sıkıştığın anlarda çevrendeki destek seni rahatlatabilir.
Bu insanlar seni yorgunken motive eder, mutsuzken neşelendirir. Bir yere iki kez gittiğinde, ilk ziyaretinde yanında seni olduğun gibi kabul eden, değer veren, güvende hissettiren insanlar varsa, aynı yere tek başına gittiğinde orası sana önceki kadar güzel gelmeyebilir. Yanında başkaları olsa bile önceki kadar güvenli hissetmeyebilirsin. Halbuki yer değişmemiştir, mekan aynı mekandır…
Bunun sebebi, aslında bir yeri özel kılan şeyin binalar, yapılar ya da o ülkenin veya şehrin güzelliği değil, etrafındaki insanlar olmasıdır. Aynı şekilde, bizi biz yapan şey de sahip olduğumuz nesneler ya da maddi varlıklarımız değil, birlikte vakit geçirdiğimiz, bize değerli hissettiren insanlardır. Bizi kendi evimize, kendi sağlığımıza, kendimize dönmeye teşvik eden de onlardır.