Son zamanlarda diğer birçok sektör gibi kaynaşan yapay zeka ve sağlık sektörü, gelecek konusunda gerçekten heyecanlandırıyor. Hastalıklara tanı konmasında zaman içinde edinilen bilgilerin doğru şekilde işlenerek erken müdahale edilmesi, hasta bakım sürecinde hastanın başından ayrılmayan bir hemşire gibi tam teşekküllü bir izleyici veya hasta ve doktor açısından çok zor olduğu düşünülen ameliyatlarda hata payının sıfıra indirilmesi gibi yapay zeka tarafından yönlendirilen, komutlanan operatörlerin işlerini kolaylaştırmaya yönelik faaliyetler, tedavi bekleyen hastalar için umut ışığı olmaktadır. Tüm bu süreçlerin hızlanması ve hata payının en aza indirilerek müdahalelerin hızlanması, hastanelerde konaklayan insan sayısını da azaltacaktır. Ancak insanoğlunun tek arayışının sağlık olmadığı bu günlerde, endişeler yine onları ele geçirecektir. Yapay zekanın her hastanın her bilgisine ulaşması veya her operasyonda yer alması, birçok hastanın mahremiyetini tehlikeye atacak ve onları rahatsız edecektir. Akıllı hastane sistemlerinin sahip olduğu algoritma, bugün bile hastanelerde hastalar arasında ayrım yaratıyor olması, hastanelerin kendi içindeki her düzensiz işleyişin veya yapılan her yanlışın tüm sorumluluğunun kolaylıkla yapay zeka teknolojilerine bırakılacağını bizlere gösteriyor. Hizmet etmek edebileceği insanların sahip olduğu kusurlar yüzünden yine aynı kişilere hizmet veremiyor olması da bize, "Bizler de yapay olsaydık daha mı iyi olurdu?" sorusunu sorduruyor. Ne de olsa dünyamız bizim teknolojilerimiz ile inşa edildi ancak bu teknoloji tarafından yok edilmesinden korkarken, kendi tehlikesini rahatlıkla göz ardı edebiliyoruz.