Bugünkü blog yazımda son zamanlarda beni ve eminim ki birçok kişiyi etkileyen bir konudan bahsedeceğim: sosyal medyanın ideal fizik anlayışımız üzerindeki etkisi. Instagram’a, TikTok’a ya da YouTube Shorts’a göz attığımızda karşımıza çıkan şey; damarları fışkıran, kasları parçalara ayrılmış, heykel gibi görünen vücutlar. Bu görsellerin etkisiyle ister istemez kendimize dönüp bakıyoruz ve aynadaki yansıma bizde bir yetersizlik hissi uyandırabiliyor. Bu noktada ya motivasyon kaybı yaşayıp depresif bir ruh haline bürünüyoruz, ya da çareyi anabolik steroidler, zararlı diyetler ve uygunsuz antrenman programlarında arıyoruz.
Ama burada çok önemli bir gerçek var: O gördüğümüz vücutlar çoğu zaman bir illüzyon. Yıllarca süren antrenmanlar, belirli bir gün içinde yakalanmış ‘pump’ etkisi, iyi bir kamera açısı ve doğru ışık ile desteklenmiş pozlar… Evet, sadece bir ışık bile bir insanın fiziğini 10 kat daha farklı gösterebilir. Bu görsel manipülasyonun farkında olmak, aslında bize gerçeklerle sosyal medya arasındaki farkı net şekilde gösteriyor.
Sosyal medyada genel olarak zaten kimse kötü günlerini, başarısızlıklarını ya da mental zorluklarını paylaşmaz. Spor içerikleri de bu filtreden geçer. “Before-After” videolar, anlık pozlar, zirve formlar. O gördüğümüz vücutlar ve içerikler belki de 1000 kişiden 1’inde olan formlar. Bu yüzden kendimizi bu içeriklerle kıyaslamamak gerekiyor.
Tabii ki burada obeziteyi ya da sağlıksız yaşamı savunmuyorum. Ama kıyaslama yaptığımız kişi asla bir başkası olmamalı. Aynadaki tek rakibimiz, geçmişteki halimiz olmalı. Çünkü vücut dönüşümü bir süreçtir. Her gün aynaya baktığımızda farkı göremeyebiliriz, ama birkaç ay sonra bizi gören biri rahatlıkla değişimi fark eder. İşte gerçek ilerleme budur. Her motivasyon videosunda olan favori bir cümlem var: ‘’Trust the Process’’ Sürece güvenmemiz ve devam etmemiz gerekiyor.
Sonuç olarak düzenli spora gidip, düzenli beslenmeli ve her şeyi sürece bırakmalıyız. Spor bir yaşam tarzıdır ve bu yolda en önemli şey süreklilik. Kendi yolculuğuna odaklan, ışığını kendin yak. Bir sonraki blog’ta görüşmek üzere.