Bazen bu yoğun tempolu hayatımın beni ne kadar dinç tuttuğuna inansam da, aslında bir noktada sadece kendim ve beni mutlu eden şeylere odaklandığımı fark ediyorum. Bir arada yaşamak istiyorum ve bu era, beni düşünmeye itiyor: Ben kimim? Ne yapmaktan hoşlanıyorum? Bana ne iyi geliyor? Kiminle görüşmekten keyif alıyorum? Aslında bildiğimi sandığım ama gerçekten düşününce tam olarak bilmediğim sorularla dolu zihnim…
Dönüp kendime ayıracağım 24 saate baktığımda, 21 yaşında kendimi nasıl tanıyacağımı düşündüğümde içimde küçük bir heyecan oluşuyor. Bu heyecanla kendime sözler vermeye başlıyorum. Gözlerimi kapatıyorum ve basit şeyleri düşünüyorum: Ne yapmaktan hoşlanıyorum? Ne bana iyi geliyor?
Uyanıyorum… En sevdiğim sütlü kahvemi alıyorum, köpeğimle vakit geçiriyorum. Sonra en yakın arkadaşlarım arıyor. Kendimi en iyi hissettiğim kıyafetleri giyiyorum, en sevdiğim makyaj malzemeleriyle soft bir makyaj yapıyorum. Saçımı hazırlayıp köpeğime veda ediyorum ve dışarı çıkıyorum. Dışarı adımımı attığım anda yüzüme vuran güneş bir tebessüm bırakıyor. Hemen kulaklığımı takıyorum, en sevdiğim şarkıları açıyorum. Yürümeye başlıyorum… Etrafa bakıyorum, insanları izliyorum. Gülüşmeler, bazen kavgalar… Sonra kendime dönüyorum, zihnimi temizliyorum. Hiçbir düşünce barındırmadan sadece yürüyorum; adımlarımı ve müziği duyuyorum.
Daha sonra arkadaşlarımla buluşuyorum. Onlarla birlikte vakit geçiriyorum, gülüyoruz, eğleniyoruz. Kendimi mental olarak toparladığım birkaç saatin ardından eve dönüyorum. Kendime yemek hazırlıyorum ya da belki biraz kendimi şımartıp en sevdiğim yemeği sipariş ediyorum. Evet, sağlıksız olabilir ama bana gerçekten iyi geliyor. En sevdiğim film ya da diziyi açıyorum, biraz tabletten ödev yapıyorum. Günün sonunda güzel bir duşa giriyorum ve bu duşa anlam yüklüyorum: Tüm negatifliğimden arındığım, tertemiz bir ben… Vanilya kokulu ürünlerle kendimi şımartıyorum.
Aslında dışarıdan bakıldığında çok sıradan, herkesin her gün yapabileceği şeyler gibi görünüyor olabilir. Ama kendimize ayıracağımız o bir gün bile, yoğun tempomuzdan uzaklaşmak ve düşen enerjimizi, mental yorgunluğumuzu toparlamak için harika bir fırsata dönüşüyor. Hepimizin buna ihtiyacı var. Herkesin bir noktada durup kendini izlemesi, dinlemesi ve “Ben şu an ne yapıyorum? Mutlu muyum? Değilsem, kendimi nasıl mutlu edebilirim?” diye sorması gerekiyor.
Çünkü en önemli şey, her şeyden önce bizim mutluluğumuz.