Sabah uyandınız, yapacak bir sürü işinizi düşünmeye, zihninizde plan yapmaya başlıyorsunuz. İşlere başlamadan önce, “sosyal medyaya bir göz atayım” diyorsunuz. Saatler geçiyor ama hâlâ reels kaydırmaya devam ediyorsunuz. Saat 1’de başlarım diye düşündüğünüz bir proje vardı, ancak saat 1’i geçtiği için içinizden “her neyse, 2’de başlarım” diyorsunuz. Derken bir reels daha, bir kaydırma daha... Artık projeyi yetiştiremeyeceğinizi fark ederek strese giriyorsunuz.
Bu senaryo tanıdık geldi mi?
Peki, neden yetiştirmemiz gereken önemli işler varken bile sosyal medyanın sonsuz kaydırma döngüsünde kayboluyoruz? Bunun altında yatan algoritmayı ve bizi nasıl etkilediğini gelin beraber keşfedelim.
Sonsuz Kaydırma Nedir?
Günümüzde birçok kişinin bildiği gibi Instagram, TikTok gibi platformlarda içerik akışı, biz kaydırdıkça kesintisiz olarak devam eder. İçerikler otomatik olarak yüklenerek kullanıcıyı adeta hipnotize eder. Bu sonsuz kaydırma sistemi, rastgele ama ödüllendirici sonuçlar doğuracak şekilde tasarlanmıştır. Örneğin, sonsuz kaydırma döngüsünde:
Sizi güldüren bir video,
İlginizi çeken ve daha fazlasını öğrenme isteği duyduğunuz bir içerik,
Bazen hoş bir anı videosu görebilirsiniz.
Bu rastgelelik, ödül hissiyle birlikte beynimizin dopamin üretimini tetikleyerek kaydırmaya devam etmemize neden olur.
Peki, neden ertesi gün önemli bir sunumunuzun veya toplantınızın olduğunu, uyumanız gerektiğini, erken kalkacağınızı bildiğiniz hâlde kaydırmaya devam ediyorsunuz?
Durdurma Noktasının Olmaması
Reels gibi sistemlerde "bir sonraki sayfaya geç" seçeneği bulunmadığı için içerikler kesintisiz olarak yüklenir. Sayfanın bir sonu olmadığı için de beynimiz durması gerektiği zamanı anlamakta zorlanır. Bu da zaman algımızın yitirilmesine sebep olur.
Anlık Tatmin ve Ödül Sistemi
Bunu, daha önce bahsettiğim ödül ve anlık tatmin hissi ile açıklayabiliriz. Belki de bütün hafta çok yoruldunuz, stresli bir gün geçirdiniz. Kaydırdığınız her bir içerikte, her komik videoda, her bir beğeni ve yorumda beynimize mikro ödül işareti verilir ve daha fazlası için kaydırmaya devam ederiz. Sonuç olarak tatmin arayışı içinde bir döngüye girerek gerçek sorumluluklarımızı görmezden gelmeye başlarız.
FOMO (Bir Şeyi Kaçırma Korkusu)
Sonsuz kaydırmanın bir diğer nedeni ise FOMO ile açıklanabilir. Sosyal medya algoritmaları, sizin ilginizi çeken içeriklere göre şekillenerek bu içerikleri sürekli güncel tutmaya çalışır. Kaydırmaya başladığınız anda, “bir sonraki video daha komik olabilir” düşüncesine kapılmanızı sağlar. Ve bunun sonucunda sizi ekrana hapseder. Beynimiz belirsizlikten hoşlanmaz; ancak ödül içeren belirsizlikten etkilenir ve FOMO tam da bu şekilde açığa çıkar.
Sonsuz Kaydırmanın Neden Olduğu Bazı Zararlar
İlgi alanlarımıza göre şekillenen bu sistem, bizi birçok zarara sürükleyebilir. Bunun başında odaklanma problemleri yer alır. Beynimiz sürekli olarak yeni içeriğe maruz kaldığı için derin düşünme mekanizmamız yavaşlar. Ayrıca özellikle gece yatmadan önce yapılan sonsuz kaydırma döngüsü, uyku bozuklukları gibi sorunları tetikler. Kullanıcılar zaman kavramını yitirdiği için de günlerinin büyük bir kısmı kaydırmakla geçer. Bu da zaman kaybına neden olur. Yapılan işler her bir ertelemeyle çoğaldığı için anksiyete ve depresyon gibi sağlık sorunları ortaya çıkabilir.
Peki, Sonsuz Kaydırma Zincirini Kırmak İçin Ne Yapabiliriz?
Bunun en etkili çözümü, zaman hatırlatıcılarıdır. Örneğin, YouTube ve Netflix gibi uygulamalar, uzun süre kullanım tespit ettiğinde “Mola vermeye ne dersin?” şeklinde bir göstergeyi kullanıcılara sunar. Bu gösterge sayesinde kullanıcının farkındalığı artabilir. Ayrıca, belirli bir saate kadar uygulamayı kullanacağınızı belirleyerek o saat geldiğinde uygulamanın kendini kapatmasını sağlayabilirsiniz. Birçok sosyal medya uygulamasında bu özellik bulunmaktadır.