Bitkisel bazlı beslenme artık sadece bir “trend” değil; birçok kişi için bir yaşam tarzı haline geldi. Peki hayvansal ürünleri azaltmak ya da tamamen bırakmak gerçekten sürdürülebilir mi ve sağlıklı mı? Sağlığımız ve açısından bu yolu ne kadar devam ettirebiliriz?
Bitkisel bazlı beslenme; meyve, sebze, tahıl, baklagil, kuruyemiş ve tohum gibi bitki kaynaklı gıdalar ile beslenmeye dayanır. Veganlık bu sistemin en sert hali olarak görülse de, daha basit yaklaşımlar da vardır. Vejetaryen, pesketaryen ve flexitaryen gibi. Veganlar hiçbir hayvansal ürünü tüketmezken vejetaryenler süt, yumurta gibi bazı ürünleri tüketirler. Pesketaryenler sadece balık tüketirler. Fleksitaryenler ise temel olarak bitkisel beslenip ara sıra hayvansal ürün tüketirler.
Peki bu sağlık açısından sürdürülebilir mi diye düşünürsek de planlı bir şekilde ise evet. Bitkisel beslenme; kalp sağlığı, bağırsak düzeni ve enerji seviyeleri açısından olumlu etkiler yaratabilir. Ancak dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Mesela b12 ve demir eksikliğini engellemek için ek takviyeler alınmalı, protein yetersizliğini engellemek için protein açısından zengin tahıl tüketimine önem verilmelidir.
Ekonomik açıdan sürdürülebilirliğe baktığımızda ise tercih edilen ürünlere bağlı olduğunu söylemeliyiz. Aslında bu beslenme tarzı sanıldığı kadar maliyetli değil. Mercimek, bulgur, sebze ve mevsim meyveleriyle hazırlanmış ev yemekleri oldukça ekonomik olabilir.
Kısacası bitkisel bazlı beslenme; sağlıklı, etik ve çevre dostu bir yaşam biçimi olabilir ama her sistem gibi bu da bilinçli uygulandığında sürdürülebilirdir. Fazla kural koymadan, kendi bedenini ve ihtiyaçlarını dinleyerek bu yola adım atmak en doğrusu olacaktır.