Günümüzde dijital platformlar, bilgi paylaşımı ve ifade özgürlüğü açısından büyük bir önem taşıyor. Ancak, internetin kontrol edilme biçimi giderek daha fazla tartışma konusu haline geliyor. Son zamanlar, özellikle son günlerde, çeşitli olaylar sonrasında bazı sosyal medya platformlarında erişim kısıtlamaları ve içerik filtrelemeleri gibi uygulamalar gündemeydi. Bu tür müdahaleler, bilgiye erişimi kolaylaştırmak mı, yoksa belirli bilgileri kontrol etmek mi amaçlıyor sorusunu akıllara getiriyor.
Sosyal Medya ve Dijital Sansür
Sosyal medya, haber almanın ve toplumsal olaylara tepki vermenin en hızlı yollarından biri haline geldi. Ancak zaman zaman kullanıcılar, internet hızının yavaşlatıldığına, bazı içeriklere erişimin engellendiğine veya paylaşımlarının görünürlüğünün azaldığına dair şikayetlerde bulunuyor. Bu tür uygulamalar, güvenlik ve kamu düzeni gerekçesiyle mi yapılıyor, yoksa bilgi akışı belirli bir şekilde yönlendirilmek mi isteniyor?
Türkiye’de ve dünyada sosyal medya platformlarına erişimin sınırlandığı çeşitli örnekler bulunuyor. Örneğin 19 Mart 2025'te İBB Ekrem İmamoğlu’nın tutuklanmasıyla birlikte kısıtlandığı söylenen ve kesilerek yayınlanan haberler oldukça gündemdeydi. Aynı zamanda eylemler üzerinden seslerini duyuran gençlere ayna tutan bu mecrada bu tür müdahaleler, internetin gerçekten özgür bir alan olup olmadığı konusundaki tartışmaları da beraberinde getiriyor. Özellikle kriz anlarında, bireyler alternatif yollarla bilgiye ulaşmaya çalışırken VPN gibi teknolojik çözümler öne çıkıyor.
Algoritmaların Rolü ve İçerik Denetimi
Sansür sadece devletler tarafından değil, aynı zamanda sosyal medya platformlarının kendi algoritmaları tarafından da uygulanabiliyor. Hangi haberin daha fazla görünür olacağını, hangi içeriğin geri planda kalacağını belirleyen bu sistemler, bilgiye erişimi dolaylı olarak şekillendiriyor. Yapay zeka destekli içerik moderasyonu, zararlı içerikleri engellemeyi amaçlasa da, bazen hatalı değerlendirmeler yapabiliyor. Örneğin, bir içeriğin yanlış bilgi, spam veya zararlı içerik olup olmadığı, sistemlerin karar mekanizmalarına bağlı hale geliyor.
Buna ek olarak, teknoloji şirketleri belirli ülkelerin yasal düzenlemelerine uyum sağlamak amacıyla bazı içeriklere erişimi sınırlayabiliyor. Ancak bu denetim mekanizmalarının ne kadar şeffaf olduğu ve kullanıcıların bilgiye erişim hakkını nasıl etkilediği önemli bir tartışma konusu.
Teknolojiyle Özgürlüğümüzü Korumak
Dijital sansür karşısında bireylerin ve kurumların bilinçli hareket etmesi, alternatif teknolojiler geliştirilmesi ve dijital hakların korunması büyük bir önem taşıyor. Teknolojinin sunduğu bazı çözümler şunlar olabilir:
• Dijital okuryazarlık: Kullanıcıların bilgi doğruluğunu sorgulama ve çeşitli kaynaklardan haber alma becerilerini geliştirmesi önemlidir.
• Şifreleme ve güvenli iletişim araçları: Kullanıcıların özel verilerini koruyarak daha güvenli bir internet ortamı oluşturabilir.
• Açık kaynak algoritmalar: İçerik öneri sistemlerinin nasıl çalıştığını daha şeffaf hale getirebilir.
Sonuç olarak, dijital sansür meselesi teknoloji, hukuk ve bireysel haklar gibi birçok alanı ilgilendiren bir konudur. İnternet, hem büyük bir özgürlük alanı hem de büyük bir denetim mekanizması olabiliyor. Teknolojiyi, bireylerin ifade özgürlüğünü ve bilgiye erişim hakkını koruyacak şekilde nasıl kullanacağımız ise önemli bir soru olarak karşımıza çıkıyor. Peki, sizce teknoloji sansür karşısında nasıl bir rol üstlenmeli? Bilgiye erişim ve güvenlik arasında nasıl bir denge kurulmalı?