Hayat bazen üstümüze gelir gibi hissederiz. Sınavlar, aile baskısı, belirsiz gelecek planları, sosyal medya kaosu… Böyle anlarda bir mesaj, bir kahve daveti ya da sadece bir arkadaşla konuşmak tahmin edilenden daha çok iyi gelir. Çünkü gerçek bir arkadaşlık, sadece paylaşmak değil aynı zamanda iyileşmek, yaraların sarılması demektir.
Bilimsel ve psikolojik araştırmaların da gösterdiği kadarıyla sosyal ilişkileri, arkadaşlık ilişkileri iyi olan insanlar stresle, yaşadıkları sorunlarla, kaygı bozuklukları ve kötü düşüncelerle daha iyi başa çıkabiliyorlar. Bunun en temel nedeni kişilerin anlaşıldığını hissedebilmeleri.
Bir arkadaşınla gönül rahatlığıyla ağlayabilmek ya da en saçma düşünceni bile yargılanmadan paylaşmak, içsel yükleri hafifletiyor. Çünkü duygular ifade edildiğinde, yalnızlık duygusu da yavaşça ortadan kalkıyor.
Arkadaşla duyguları paylaşmak içsel rahatlama sağlar. Ondan destek görmek yalnız olmadığını hissettirir. Gülmek ve eğlenmek mutluluk hormonu salgılanmasını sağlar. Yargılanmamak ise kişisel farkındalığın artmasını sağlar.
Ayrıca sadece kendi dertlerini paylaşmak değil, karşındakini de dinlemek ruhsal anlamda iyileşme sağlar. Destek olmak, tavsiye vermek…
Kısacası iyi bir arkadaşlık, bazen pahalı bir terapiden daha etkilidir. Bu yüzden herkesin bir bakışıyla bir sorun olduğunu fark eden, bir mesajıyla insanın yüzünü güldüren bir arkadaşı olmalı.
Peki senin böyle bir arkadaşın var mı ve bu kim?