Ara ara gündeme düşen bir konuya daha değinelim bugün. Kullandığımız ürünlerin içeriğini okumak hatta sadece okumak değil anlamanın önemini anlatıyor olacağım.
Kullandığımız ürünler bazen yüzeysel anlamda cildimize absorbe olmamasına rağmen çoğu ürün cilt bariyerinin alt kısmına geçer. İçerik okumak ve anlamak bu noktada çok önemli çünkü herhangi bir alerjiniz varsa ürünler bazen bunu tetikleyebilir ve beklediğiniz verimi alamazsınız. Bir önceki yazımda bahsettiğim gibi özellikle hassas ciltler için parfümsüz içerik çok önemli.
Bunun yanı sıra ürünlerin içeriğinde kullanılan esansiyel yağlar ne kadar zararsız gibi görünsede kokulara ya da o yağlardan birine hassasiyeti olan birisi için kötü gelebilir.
İçerik okumaktaki en önemli şey sıralamadır. Bir içerik ne kadar alttaysa ürünün içerisinde bir o kadar az bulunmaktadır, listenin en başlarında yer alanlar ise içerisinde çok miktarda kulanılandır. Örnek vermek gerekirse parfüm olarak geçen fragrance ilk sıralarda ise irite edici özelliği ile karşılaşabilmeniz çok olası.
Sevdiğim birkaç içerikten bahsetmek istiyorum. Ama bir dipnot bırakmak istiyorum eğer asit olan serumları/ tonikleri ilk defa kullanacaksanız cildiniz alışana kadar düşük yüzdeli olanları tercih etmelisiniz.
- Niasinamid: Tüm cilt tiplerine uygun sıklıkla önerilen bir içerik olur kendisi. Cilt bariyerini yenilemede önemli bir role sahiptir. Hiperpigmentasyon tedavisinde etkilidir.
- Hyalüronik Asit: Ciltte doğal olarak bulunur, cildin nemini tutarak uzun süre korumasını sağlar.
- Glikolik Asit: Kendisine kimyasal peeling demek uygun olabilir ama gözünüzü korkutmasın. Ölü hücreleri atarak yenilenmesini sağlıyor çünkü. Hatta fiziksel peelingler kimyasal peelinglere göre daha agrasiftirler çoğu zaman. Her zaman kullanılmaması diğer asitlerle aynı rutinde kullanılmaması gerektiğini ve gündüz güneş korumasız kullanılmaması gereken içeriklerden biri olduğunu da hatırlatmış olmak isterim.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.