İnsanoğlu hangi yılda olursa olsun kurtulamayacağı, dna’larında bulunan bu kalıtsal kaygıları yük gibi taşımasına ve gerçeği bilmesine rağmen ona ve başkalarına doğru gelmeyeceği için istemek istemedi gelişim ve mutluluktan kaçarak kendini cezalandırıyor. Etik, herkesin sahip olduğu çalışma prensibi aynı olan ancak küçük farklarla birbirinden ayrılan genelinde benzeyen bir insani kavramdır. Parmak izlerimizle veya köpeklerin burun iziyle uzaktan akraba olma ihtimali olan bu etik kavramının günümüzde yapay zekanın, yaratılmış ve insanlara hizmet için geliştirilmiş bu zeka uygulamalarının etiğe aykırı olabilme ihtimali tartışılıyor. Yapay zeka algoritmaların karar almadaki rolü, adalet, sağlık ve toplumsal eşitlik gibi alan gibi alanlarda insanların kafasını karıştırıyor. İnsanlar tarafından geliştirilen ve yine insanların koyduğu limitleri aşamayan bu uygulamalar insanlara, kötü niyetli kişilerce yanlış yönlendirme veya geliştirmelerden korktukları için tehlikeli ve etik dışı gelebiliyor. Ne ilginçtir ki yine aynı insanlar tüm toplumun yapı taşı olduğunu varsaydığımız kurum ve kuruluşlarda yine insanların söz sahibi olduğunun, bağlı oldukları kurumlarda atamaları, geliştirmeleri ve limitlemeleri yine insanların yapıyor olmasını etik dışı bulmuyorlar. Girdi vermeden çıktı alamadığımız bu algoritmaların veri gizliliğiyle ilgili sorunlara yol açabileceğini düşünen kişiler gizli verilerimizin son 5 yıl içinde insanlarca başka işini iyi yapmayan insanlardan çalındığının farkında değiller yada insanın insandan çalması kişilere etik gelirken insanın bir yapay zekadan çalması durum onlara etik gelmiyor olabilir.