Hayatım boyunca büyük planlar yaparak yaşayan biri olmadım. Genelde akışına bırakmayı, sezgilerimle hareket etmeyi seven biriydim. Büyük kararlar alırken bile içimde hissettiklerim bana yol gösterirdi. Ama bazı anlar vardır ki, ne kadar hazırlıklı olursanız olun, ne kadar kendinizi "akışa" bırakmış olsanız da, tüm hayatınızı değiştirecek bir dönemeç olduğunu hissedersiniz. İşte tam olarak böyle bir günümden bahsedeceğim.
Reglim gecikmişti. Ne kadar hamile olmayı istesem de, bunun tiroid rahatsızlığımdan kaynaklanmış olabileceğini düşünüyordum. Yine de içimde bir ihtimal vardı ve emin olmak için sağlık ocağına gidip kan verdim. Doktor sonucu öğrenmem için iki gün beklemem gerektiğini söyledi.
İki gün… Normalde göz açıp kapayıncaya kadar geçen kısacık bir zaman dilimi. Ama insanın aklında tek bir soru dönüp duruyorsa, zamanın akışı değişiyor. Günlük hayatıma devam etmeye çalıştım ama zihnim bir an olsun susmuyordu. Bir yanım "Bunu daha önce de yaşadın, belki sadece gecikmedir," diyordu. Diğer yanım ise "Ama ya bu sefer farklıysa?" diye fısıldıyordu.
12 Temmuz 2023
Sonunda beklenen an geldi. Sabah erkenden uyandım. Henüz kimse kalkmamıştı, ev sessizdi. Gözlerim yarı kapalı halde telefonumu aldım, sonucu görmek için ekrana baktım. Pozitif.
Bir an için nefesim kesildi. Dünya birkaç saniyeliğine durdu sanki. Gerçekten içimde bir can büyüyordu. O anı tahmin etmiştim, hayal etmiştim ama hissedeceklerime hazır değildim. Kalbim hızlandı, gözlerim doldu, içimde bambaşka bir duygu kabardı. Mutluluk, şaşkınlık, sevinç ve biraz da endişe… Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Birkaç dakika boyunca öylece oturdum, ekranı defalarca açıp kapattım. Gerçekten oluyor muydu? Sonra dayanamayıp Murat’ı uyandırdım. Gözleri yarı açık şekilde bana baktı, belli ki hâlâ uykuluydu.
"Hamileyim." dedim.
Bir an durdu, yüzüme baktı, sonra uykulu sesiyle "Ne?" dedi.
"Hamileyim," diye tekrar ettim.
Bir anda tamamen uyandı, gözleri açıldı, yüzüne şaşkın ama mutlu bir gülümseme yerleşti. "Gerçekten mi?" dedi.
"Evet."
Ne büyük çığlıklar ne de gözyaşları oldu. Ama o anın bizim için ne kadar büyük olduğunu biliyordum. O birkaç saniyelik şaşkınlığın içinde, hayatımızın artık eskisi gibi olmayacağını ikimiz de hissetmiştik.
Sonra telefona sarıldım ve jinekoloğuma yazdım. Randevu listesi dolu olmasına rağmen beni görebileceğini söyledi. Kızımla ilk kez tanışmaya gidiyordum. İçimdeki minik kalbin gerçekten orada olduğunu görmek, onu duymak için sabırsızlanıyordum. Hastaneye vardığımızda heyecanla bekledim. Doktor ultrasonu açtı ve o sesi duydum…
Bum bum, bum bum, bum bum...
O küçücük kalp atışı, hayatım boyunca duyduğum en güçlü sesti. O an her şey gerçek oldu. Gerçekten bir bebeğim vardı. Gerçekten içimde büyüyordu. Onunla ilk kez o gün tanıştım. O anın tarifi yok.
Ve böylece, hayatımın en büyük macerası başlamış oldu…