Kızlarım, hoş geldiniz.
Öncelikle, içimizdeki ve içinde bulunduğumuz bu kötü enerjili zamanlardan hep birlikte kurtulacağız. Bazen en iyisini yaşamak için ne yazık ki en dibi görmemiz gerekiyor. Ve bu dipte bize başkası yardımcı olamaz. Çünkü mental olarak çöktüğümüz zaman, aslında kararlarımızı ve düşüncelerimizi sadece kendimiz değiştirebiliriz. Çevremizdekiler bazen iyi gelmek isteseler de, asıl hisleri ve düşünceleri tam olarak hissedemedikleri için bize daha da kötü gelebilirler. Bu yüzden bu dönemde en çok ihtiyacımız olan şey, kendimize vakit ayırmak ve düştüğümüz yerden en güçlü şekilde kalkmaya çalışmak. Ve inanıyorum ki kalkabiliriz, ben bize inanıyorum.
İlk olarak konuşmak istediğim konu: Arkadaş çevresi.
Arkadaş çevresi çok önemli kızlar. Çünkü günümüzde gerçekten sevebilen, kıskançlık ya da kin gütmeden; mutlu olduğumuzda mutlu olan, üzgün olduğumuzda üzülen bir kız arkadaş bulmak gerçekten zor. Ve maalesef, en iyilerini bulmak için bazen en kötülerini deneyimlememiz gerekiyor. Tıpkı benim gibi...Çevrenizde az ama öz arkadaşınız olsun, çünkü ne kadar az, o kadar güvenli. Bu süreçte kendimizden sonra bize en iyi gelecek şey, kız kıza vakit geçirmek. Bazen uyanırsınız ve sadece spor giyinip kız arkadaşınızla kahve içmek istersiniz. Bazen şıkır şıkır, en güzel halinizle dışarı çıkıp kafa dağıtmak istersiniz. Ama bazen de sadece arkadaşınızla oturup saatlerce ağlamak istersiniz. Kendinizi kasmayın, sakın zorlamayın. İçinizden ne geliyorsa, size ne iyi geliyorsa sadece onu yapın. Yanınızdaki insan gerçekten size değer veriyorsa, zaten size neyin iyi, neyin kötü geldiğini bilir ve ona göre davranır. Her koşulda sizi sever ve yanınızda olur.
Konuşmak istediğim bir diğer konu ise: Çöküş sonrası "date" denemeleri.
Bu süreçte zihniniz ve mental sağlığınız zaten kötü olduğu için, siz bu yaraları “Yanımda biri olsun, bana değer versin” düşüncesiyle yeni biriyle yemeğe çıktığınızda, o kişi ne yaparsa yapsın sizi eskisi gibi heyecanlandıramaz. Ve bu yüzden kendinizi suçlarsınız. Sorunun sizde olduğunu düşünüp daha da dibe girebilirsiniz. Bu yüzden size naçizane önerim: Kendinizi toparlamadan, mental sağlığınızı düzeltmeden, sadece “hayatımda biri olsun” ve “bana iyi gelsin” düşüncesiyle hayatınıza birini almayın. Çünkü unutmayın, size en iyi gelecek şey bir başkası değil, kendinizsiniz. Bir ilişkiye hazır olmak aslında çok zor bir şeydir. Birine bağlılık, birine vakit ayırmak; bazen kendinizden çok onu düşünmek gerekir. Ama sizi toparlamak için önce kendinizi düşünmelisiniz. Ve gerçekten anlarsınız biliyor musunuz? Biriyle oturup konuştuğunuzda, “Ya aslında ben ilişkiye hazır değilim” diyebilirsiniz. Ve sonra kendinizi suçlamaya başlarsınız. “Sorun sanırım bende” deyip daha da dibe çekilebilirsiniz. Bu yüzden şimdi bir nefes alalım. Ve bir süre sadece kendi mutluluğumuz için, kendimizi düşünüp kendimize odaklanalım.
Ve son olarak, aktivitelerden bahsetmek istiyorum.
Spor olabilir, müzik olabilir, en sevdiğiniz hobiniz resim çizmek olabilir, yürüyüş yapmak olabilir, sahilde hunharca ağlamak bile olabilir. Müzik dinleyebilirsiniz, koşabilirsiniz, yoga yapabilirsiniz. Aklınıza ve size ne iyi geliyorsa onu yapabilirsiniz ve bence yapın! Zamanınızı sadece yatıp düşünerek geçirmeyin. Gününüzü planlayın ve dolu dolu, kaliteli bir şekilde yaşamaya başlayın. Ve inanın, bu şekilde yaşamaya başladığınız zaman bir düzeniniz ve planlı, programlı bir hayatınız olacak. Bu plan ve program bir süre sonra sizi gerçekten çok güçlü ve mutlu yapabilir.
İşte bu düzeni oluşturduktan sonra fark edeceksiniz ki size en iyi gelen şey, aslında kendiniz ve sevdiklerinizle yaptığınız o anılar ve aktiviteler. Unutmayın, hiçbir şey için geç değil. Başlamak istediğiniz bir spor, çalmak istediğiniz bir enstrüman... Hayallerinizin peşinden gidin. Günlük tutun. İçinizi dökün. Aynı zamanda bu, planlı olmanıza da destek sağlayabilir. Ve bu sürecin sonunda, en başa dönüp hissettiklerinizi ve planlarınızı yazdığınızda gelişiminizi görmek sizi daha da motive edebilir.
Unutmayın ki mutluluğunuz sizin elinizde. O yüzden hadi, kalkalım ve kendimize gelelim.