Barcelona denince aklınıza belki Gaudí’nin Sagrada Familia’sı veya ünlü futbol kulübü FC Barcelona gelebilir. Ancak, şehrin sokaklarında bolca vakit geçiren biri olarak şunu söyleyebilirim: Barcelona, sokak sanatı ve kaykaycılarıyla da anılabilir. Şehirde gelişmiş bir graffiti kültürü ve birçok duvarda gerçekten sanat sayılabilecek çalışmalar var. Aynı zamanda kaykay sürülebilecek her noktada bir kaykaycı görmek mümkün. Özellikle havalar güzelse, şehrin sokaklarında dolaşmak her seferinde size farklı bir deneyim sunar.
Graffiti’nin Barcelona’da Yayılması
New York’ta, 1980’lerde hip-hop kültürüyle birlikte başlayan graffiti kültürü, aynı yıllarda Barcelona’da da etkisini gösterdi. Özellikle terk edilmiş binalar ve metro istasyonları, duvar sanatı için popüler alanlar haline geldi. 1992 Olimpiyatları sonrası Barcelona, bir moda, tasarım, sanat ve yaratıcılık merkezi olarak hızla gelişmeye başladı. Bu dönemde, sokak sanatı gelişmeye başladı ve birçok graffiti sanatçısı, sokaklarda kendilerini ifade etmeye teşvik edildi. 1994 yılında Barcelona'nın ilk sprey boya dükkanı olan Montana Colors, şehrin graffiti kültürünün odağı haline gelmesine yardımcı oldu. Graffiti, artık bir yeraltı kültürü olmaktan çıkıp halk arasında tanınan bir sanat biçimi haline geldi. 1990’ların sonlarına doğru, Barcelona “Avrupa’nın Graffiti Başkenti” olarak anılmaya başlandı. Şehrin El Raval ve Gothic Quarter gibi bölgeleri, büyük ve etkileyici graffiti örnekleri ve sanatçılarıyla (Pez, El Xupet Negre gibi) ön plana çıktı.
Hükümetin Tepkisi
Barcelona’nın turistik öneminin artmasıyla birlikte, şehre olan bakış açısı da değişmeye başladı. Bazı insanlar graffiti’yi sanat olarak değil, vandallık olarak görmeye başladılar. Bu tepkilere karşılık olarak hükümet, 2006 yılında bir “temizlik” projesi başlattı. Bu proje kapsamında graffiti yasaklandı ve sanatçılara 3000 Euro’ya kadar para cezası uygulanmaya başlandı. Bunun sonucunda bazı sanatçılar eserlerini özel galerilerde sergilemeyi tercih etti, bazıları ise şehri terk etti. Ancak, tüm bu yasaklara rağmen şehirdeki graffiti kültürü sona ermedi. El Raval, Poble Nou, Gracia ve Gothic Quarter gibi bölgelerde gelişmeye devam etti ve bu bölgeler, duvar sanatıyla ünlendi. Sonrasında hem turistler hem de Barcelona halkı için graffiti turları düzenlenmeye başlandı.
Bugünün Graffiti Kültürü
Her yıl, şehirdeki graffiti eserlerini temizlemek için yaklaşık 4 milyon Euro harcandığı halde, graffiti hâlâ Barcelona’nın kültürel kimliğinin ayrılmaz bir parçası. Bu paraların, sokak sanatçılarıyla mücadele etmek yerine onlara finansal destek sağlanarak daha kaliteli işler çıkarmalarına olanak tanıyacak şekilde harcanması çok daha faydalı olabilir. Çünkü sokak sanatçıları üretmekten vazgeçmeyecekler. Şu anda sanatçılara izinli olarak çizebilecekleri tek bir duvar var. Hükümet, bu resimlerin yapılabileceği farklı (belki geçici) alanlar oluşturmalı, çünkü Barcelona’nın yaratıcı potansiyeli kesinlikle kaybedilmemeli.
Daha fazlasını merak edenler için: