Merhaba sevgili okuyucum,
Bugün, sokakta gezerken başını okşamaya can attığım kediler hakkında konuşacağız. Minik, sevgi dolu dostlarımızın tarihte ve İslam’daki yerini biraz incelemek istedim. Kediler, tarihte sadece sevimli dostlar olarak değil, bazı zamanlarda kutsal ve mistik varlıklar olarak da görülmüştür. Özellikle İslam dünyasında kedilere verilen değer, onların özel konumunu daha da anlamlı hale getirmiştir.
İslam’da Kedilerin Yeri
İslam’da kediler, temizlik ritüelleri sebebiyle temiz (necis olmayan) olarak görülür. Hatta Hz. Muhammed (sav), abdest alırken yanına gelen bir kediye abdest suyunu ikram etmiş, kedi suyu içtikten sonra ise aynı suyla abdestine devam etmiştir. Peygamber Efendimiz’in kendi kedisinin ismi Muezza idi ve kedi beslemek sünnet olarak kabul edilirdi.
Evde bulunan bir kedinin, çocukların merhamet duygusunu geliştirdiğine ve o eve bereket getirdiğine inanılırdı. Beni en çok etkileyen olaylardan biri ise şu: Hz. Muhammed (sav), Uhud Seferi sırasında, ordunun önünde yavrularını emziren bir kedi görünce, kedinin zarar görmemesi için başına bir nöbetçi dikmiş ve koca bir orduyu onun etrafından dolaştırmıştır. Sefer dönüşünde ise o kediyi sahiplenmiştir. İşte o kedi, Muezza’dır.
İslam’da kedilerin yerini gösteren birçok benzer olay bulunmaktadır. Yazarken bile içimi ısıtan bu hikâyeler, hayvanlara nasıl şefkatle yaklaşmamız gerektiğini hatırlatıyor. Şimdi düşünüyorum da… Koca bir orduyu bir kedi için yönlendirmek! Biz de hayvan dostlarımız için en az bu kadar hassas olmalıyız.
Osmanlı’da Kedilerin Yeri
Kediler, Osmanlı’da da önemli bir yere sahipti. Osmanlı’da camiler sadece insanlar için değildi; aynı zamanda kedilerin de sığınabileceği yerlerdi. Cami cemaatinin arasında kediler rahatça dolaşır, uyur ve insanlarla iç içe yaşardı. Hatta bazı camilerde kedilerin beslenmesi için özel bölümler bile bulunurdu. Bugün bile İstanbul’daki bazı tarihi camilerde, o dönemden kalma mermerden oyulmuş su kapları görmek mümkündür.
Osmanlı’da hayvanlara gösterilen merhametin en güzel örneklerinden biri de sokak hayvanları için kurulan vakıflardı. Bu vakıfların geliriyle sokak hayvanlarına gıda yardımı yapılır, kış aylarında aç kalmamaları için özel düzenlemeler yapılırdı.
Antik Dünyada Kediler
Antik dünyada kediler, çok güçlü figürlerdi. Özellikle Antik Mısır’da, kediler tanrıça Bastet ile ilişkilendirilirdi. Bastet, başı kedi şeklinde tasvir edilen ve sevgi, doğurganlık, koruma ve ev sıcaklığının sembolü olan bir tanrıçaydı. Kediler ise Bastet’in yeryüzündeki temsilcileri olarak görülürdü ve büyük bir saygı görürlerdi.
Bastet özellikle annelik ve koruma ile ilişkilendirildiği için, kedilerin de annelik içgüdüsü ile bağdaştırıldı. Mısır’da Bastet’in onuruna birçok tapınak inşa edildi ve bu tapınaklarda sayısız kedi yaşardı.
Mısırlılar için kediler o kadar kutsaldı ki:
• Kedileri öldürmek yasaktı ve bunu yapanlar ağır cezalar alırdı.
• Ölen kediler mumyalanırdı, böylece onlara duyulan saygı gösterilirdi.
• Kedilerin bir eve girmesi, o evin kutsandığına işaret sayılırdı.
Kediler gerçekten ilginç canlılar. Nereden incelersek inceleyelim, farklı tarihlerde ve farklı kültürlerde bambaşka anlamlar kazanmışlar. Ben de bunlardan bazılarını zevkle inceledim ve seninle paylaşmak istedim. Umarım bu yazı, tüylü dostlarımıza olan bakış açını biraz daha zenginleştirir.
Bir dahaki sefere bir kediyle göz göze geldiğinde, onun binlerce yıllık bir tarihin mirasçısı olduğunu hatırla!