Bir sabah düşünün... Uyanıyorsunuz ve kendinizi Milyon Dolar gibi hissediyorsunuz. Hayır, birazdan anlatacaklarım “clickbait” değil. Hepsi bilimsel araştırmalarla desteklenen gerçekler. Eğer size daha enerjik, motive ve odaklanmış hissetmenin sırrının sadece 5 adımlık bir sabah rutininden geçtiğini söylesem?
Bu yazımda, Mel Robbins’in “Milyon Dolarlık Sabah Rutini”ni kendi hayatıma nasıl dahil ettiğimden bahsedeceğim. Daha sağlıklı, verimli ve en önemlisi mutlu bir hayat geçirmek bu adımlara mümkün. Merak etmeyin, sadece vaaz verip "bunu yapmalısınız" demeyeceğim. Bu süreci kendi hayatıma eklerken karşılaştığım zorlukları, nasıl üstesinden geldiğimi ve bana sağladığı katkıları da paylaşacağım.
Bu rutinin temeli, “fake it until you make it” felsefesine dayanıyor. Bahanelere sığınmak yerine, küçük değişimlerden başlamak, olmak istediğimiz seviyeye bizi bir adım daha yaklaştırıyor. Hayal edebiliyorsak, ulaşmak mümkündür.
1. Ertele Tuşuna Basmadan Uyanmak
Normalde erken uyanmakta sorun yaşamayan biri olmama rağmen, son bir yıldır istisnasız her gün alarmımı erteliyor, o kısa zamanın beni daha çok dinlendireceğini sanıyordum. Uyandıktan sonra, işler hiç de planlandığı gibi gitmiyordu. Daha da yorgun, gergin ve mutsuz bir şekilde günümü devam ettirmek zorunda kalıyordum. Bunun sebebinin, havalı bir isme sahip “uyku ataleti” olduğunu öğrendim. Bu bilimsel kavram en basit haliyle şöyle: Alarm çaldığında vücudumuz uyanmaya hazırlanırken, tekrar uyumaya çalıştığında yeni bir uyku döngüsüne giriyor. Ancak bu döngü tamamlanmadan tekrar uyanmak zorunda kaldığımız için, uyku ataleti (sleep inertia) devreye giriyor. Bu da bilişsel işlevleri yavaşlatıyor, daha sersemlemiş ve halsiz hissetmemize neden oluyor. Tanıdık geldi mi?
Bu döngüyü kırmak için Robbins’in önerdiği “5 Saniye kuralını” hayatıma dahil ettim. Alarm çaldığında beşten geriye sayıp yataktan kalkmak bu kuralın temeli. Kendime bu sözü vermeden önce, alarmlarımı ertlemek benim için normalleşmişti. Güne kaybeden, sözünü tutmayan, sorumluluklarını yerine getirmeyen, tembel biri olarak başlıyordum. Gece yatmadan alarm kuruyorsam, sabahki Seza’ya verdiğim sözden kaynaklanıyordu ve ben sürekli onu yüzüstü bırakıyordum. Birkaç denemeden sonra uyanmak, hiç de zor gelmemeye başladı, çünkü kendime verdiğim sözü tutarak güne başlamak, beni daha çok motive etti. Küçük bir taktik olarak telefonumu yatağımın uzağına koymak, biraz sinir bozucu olsa da işimi kolaylaştırmıştı çünkü alarmı kapatmak için de ayağa kalkmam lazımdı.
2. Yatak Toplamak
Sabah uyandığınızda küçük bir görevi tamamlamak, günün ilk saatlerinde başarı hissini tatmanızı sağlar. Bunun için basit görünen, bu yüzden de çoğumuzun uygulamadığı ama en etkili yöntem yatak toplamak. Karışık bir yatak, karışık bir zihinle özdeşleştirilebilir. Daha sakin ve berrak bir zihin istiyorsak, bu küçük adımı atlamamak önemli. Aynı zamanda akşam uyku vakti geldiğinde, bu toplu yatağınızı kendinize verdiğiniz bir ödül olarak da görebilirsiniz.
3. Aynada Kendine Bir Beşlik Çakmak
Duyduğumda saçmalık olduğunu düşündüğüm, acaba kandırılıyor muyum hissini veren adım. Ne yalan söyleyeyim. Bana fazla romantik ve yapay gelmişti.
Rutinimiz şu: Basit bir işlem yaptıktan sonra, ki benimki diş fırçalamak, kendini tebrik etmek için aynadaki yansımana, gün ile ilgili bir hedef belirledikten sonra bir beşlik çakmak. Pratiğe döktüğüm ilk gün bile bu adım, modum çok yükseltti, çünkü sadece basit bir çak olmadığını anladım. Kendime söz vermek ve amaç belirlemek, bana yaşadığımı ve o günün sıradan bir gün olmadığını hissettirdi. Uzun zamandır aynaya baktığımda yorgun bir surat görmektense, enerjik , kendini seven, özgüvenli bri Seza görmek bana çok iyi geldi. Başkaları için güler yüzlü davranabiliyorsam, kendim için de davranmalıyım diye düşündüm ve öz farkındalığım çok arttı
4. Beden ve Zihin Aktivasyonu
Küçüklüğümden beri spor yapmayı ve dans etmeyi sevdiğim için, bedenimi hareket ettirmek beni hiç zorlamadı. Yoga yapmayı vücudumun sevdiğini keşfettim. Hem bedenim hem de ruhumun esnediğini, enerjimi yükseltirken beni anksiyetik bir moddan çıkardığını hissettim. Öneride 10 dakika olsa da, keyif aldığım için sabah biraz daha erken kalkıp, bu rutini 30 dakikaya çıkardığım zamanlar bile oldu. Gün içindeki duruşumu ve havamın olumlu değişimini yoga ile bağdaştırabilirim. Yoga yapmak benim seçeneğim. Siz kendinize iyi gelen seçeneği tercih ederseniz bu sizin için hem bir motivasyon kaynağı olur, hem de devamlılık sağlar.
Bu rutinde, beni en çok zorlayan adım, kendimce şaşırtıcı olsa da, zihnimi aktive ettirmekti. Şaşırmamın sebebi, bu adımın en az fiziksel efor gerektirmesiydi. İhtiyacım olan şeyler kağıt ve kalemden ibaretti. Zihnimin de bu işe hazır olması gerektiğini öngöremedim. İlk günler çok zorlandım, ne yazacağımı ve yapacağımı bilemedim. Fark ettiğim şey, bu kadar zorlanmamın nedeni, çoğu zaman hayatın koşuşturmasında kendimi dinlemeye vakit yaratamamamdı.
Nasıl hissettiğim fark etmeye, amaçlarımı ve hayallerimi hatırlamaya, şu an hangi konumdayım farkındalığına varmaya ihtiyacım vardı. Hangi konuda zorlanıyorsam, onun üstüne bir şeyler koyunca potansiyelimi gösterebildiğimi gördüm. Gelişim de bunun sayesinde oluyor. Kendi izlediğim yol şuydu: "Bugün nasıl biri olmak istiyorum? Bu kişi olmaya yaklaşmak için ne yapmalıyım?" sorularını sormak, gün içinde beni hem heyecanlandıran hem de kaygılandıran şeyleri yazıp kontrol edebileceğim şeylere odaklanmak, ruh halimi dengelememi sağladı. Buna ek olarak, hayattaki dilek ve isteklerimin fotoğraflarına bakmak da, neler için mücadele verdiğimi bana hatırlattı.Pinterest bu yoldaki en yakın arkadaşımdı.
5. Her Gün Gelişmek İçin Adım Atmak
Her gün küçük adımlar atmanın, ileride büyük değişimlere yol açtığını benimsemem gerekiyordu. Bu düşünce, hayatımın iplerinin benim elimde olduğunu, hayal ettiğim şeylerin ayağıma gelmeyeceği, ancak benim günden güne kendimi geliştirmemle olacağını anladım ve her günüme beni zorlayacak bir görev ekledim. Bunun içinde staj başvurusu yapmaktan zor bir telefon konuşması yapmaya kadar çoğu şeyi ekledim ve bu küçük başarılarımı takdir ettim. İnsan bazen kendi başarılarını hor görebiliyor, ya da çok aşırıya kaçabiliyor. Önemli olan dengeyi bulabilmek.
Farkındaysanız, bu rutinde bir şey eksikti. Evet, doğru bildiniz. Telefon! Sabah rutinin, senin rutinin. Dışarıdan gelen hiçbir uyarana ihtiyacın yok. Daha sonra gün boyu zaten maruz kalacağız.
İlk günler, telefon bağımlılığımın ciddi derecelerde olduğunu tuvalete girerken bile, ihtiyaç duymamdan fark ettim. Başkasından duyup değil de, kendim deneyimleyince tehlikenin farkına vardım. Hatta, gün içinde de telefondan uzak kalmanın yollarını aramaya başladım. Kitap okumak, çevremdekilerle konuşmak, etrafımı izlemek, gözlemlemek bana telefonumun varlığını biraz da olsun unutturdu. Sosyal medya olmayınca, daha da sosyal olduğumu fark ettim.
Sonuç olarak Milyon Dolarlık Sabah Rutinim, beni kendimin en iyi versiyonu olmasını sağladı ve hayattaki en büyük zenginliğin kendim ve çevremdekilerin sağlığı olduğunu irdelememe yardımcı oldu. Rutinler disiplin oluşturur, disiplin de başarıyı getirir. Önemli olan bu yolu eziyet gibi görmek yerine, kendimize yaptığımız hem kısa zamanlı hem de uzun zamanlı bir yatırım olarak görmek. Siz de hayatınıza bu adımları ekleyin, ve değişimi hissedin.