Spora başlayınca bazı şeylerin bize anlatıldığı gibi olmadığını fark ettim. Genellikle büyük hayallerle bu sürece giriyoruz ve kısa sürede hedeflerimize ulaşmayı bekliyoruz. Ancak bu hedefler gerçekleşmediğinde hayal kırıklığına uğrayarak sporu bırakabiliyoruz. Bu yazımda, keşke spora başlamadan önce bilseydim dediğim bazı önemli noktaları paylaşacağım. Belki de bu sayede, siz kendi yolculuğunuza başlarken daha bilinçli adımlar atabilirsiniz.
Kas ağrısı normaldir, pes etmen gerektiği anlamına gelmez.
Spora yeni başlayan biri olarak ilk günlerin ardından yaşanan kas ağrısı çoğu zaman insanı endişelendirebiliyor. “Acaba yanlış mı yaptım?” ya da “Bu acıyla nasıl devam edeceğim?” gibi sorular kafamı meşgul etmişti. Oysa bu ağrılar, vücudun yeni bir düzene uyum sağlamaya çalıştığının doğal bir göstergesiydi. Bu bilgiyi bilmek, süreci daha sabırlı ve kendime karşı daha anlayışlı şekilde yönetmeme yardımcı olurdu.
İlk gün mükemmel olmak zorunda değil.
Spora başlamak, genellikle çok yüksek beklentilerle başlanan bir süreçtir. İlk gün, her hareketi mükemmel yapmalıyım, doğru formda olmalıyım ya da hemen çok hızlı ilerlemeliyim gibi düşüncelerle doluyordum. Oysa gerçek şu ki, spor yaparken mükemmel olmak bir hedef değil, bir süreçtir. İlk başlarda hareketleri doğru yapamamak ya da hızla forma girmemek tamamen normaldir. Kaslar ve eklemler zamanla alışacak, gelişim için zamana ihtiyacınız olacak.
Mükemmel olma baskısını bir kenara bırakmak gerektiğini bilmek, sporun sabır ve küçük adımlarla gelişen bir yolculuk olduğunu anlamama yardımcı olabilirdi. Kendimi ilk günlerde "yetersiz" hissetmek yerine, gelişmenin ve değişimin zamanla geleceğini bilseydim, daha az stresli olurdu.
Kendine uygun spor türünü bulmak biraz zaman alabilir.
Spora başlamak, genellikle bir hedefle ve genellikle de hemen bir rutin oluşturma isteğiyle başlar. Birçok insan, "Spor yapacağım, sağlıklı olacağım" diye bir hedef koyar ve ardından da hangi spora başlayacağına karar vermekte zorlanır. Hemen "En popüler spor neyse onu yapmalıyım" diye düşünebiliriz. Ama gerçekte, sporun çeşitli türleri var ve her biri vücuda farklı şekillerde hitap eder. Koşu, pilates, yoga, yüzme, kuvvet antrenmanı… Hepsi çok farklı deneyimler sunar. Bu nedenle, doğru spor türünü bulmak zaman alabilir. Kendine uygun olanı bulana kadar birkaç deneme yapmak gerekebilir.
Sosyal medyadaki vücutlar motivasyon değil, bazen illüzyon.
Sosyal medya, sporla ilgili ilham almak için harika bir yer gibi görünebilir. Fitness influencer’ları, güçlü ve kaslı vücutlarıyla poz verirken, çoğumuz bu görüntülerden ilham alır ve aynı başarıyı elde etmeyi hayal ederiz. Ancak, sosyal medyadaki vücutlar, bazen gerçeklikten oldukça uzak olabilir. Çoğu zaman, paylaşılan fotoğraflar filtrelenmiş, aydınlatması mükemmel ve her açıdan kusursuzdur. Gerçek hayatta, o kadar zahmetli ve yorucu bir süreç vardır ki, birinin sahip olduğu vücut her zaman çaba, sabır ve özel koşullarla şekillenmiştir. Bununla birlikte, bu tür içerikler bazen hedefi sadece estetik olarak görmek isteyenler için motivasyon kaynağı olabilirken, birçoğumuz için baskı yaratabilir.
Sadece kilo vermek için yaparsan, kısa sürer; iyi hissetmek için yaparsan, kalıcı olur.
Spora başlarken en yaygın hedeflerden biri genellikle "kilo vermek" olur. Bu hedef, bazen spor yapma motivasyonumuzu yüksek tutan bir itici güç olsa da, sadece kilo verme amacıyla spor yapmak, uzun vadede sürdürülebilir bir motivasyon kaynağı olmayabilir. Eğer sporu sadece bedensel değişim için yaparsan, bir süre sonra o hedefe ulaşınca motivasyonun düşebilir. Ancak, sporun sana sunduğu duygusal ve psikolojik faydaları görmek, fiziksel değil, ruhsal iyileşmeyi hissetmek, sporun kalıcı olmasını sağlar.
Her gün spor yapman gerekmez.
Spora başlarken çoğu zaman hep bir hızla ilerleme kaydetmek, her gün daha fazla çalışmak gibi bir motivasyonla yola çıkarız. Ancak, spor yaparken dinlenmenin de en az aktif antrenman kadar önemlidir. Sporda ilerleme kaydetmek için her gün çalışmak gerektiğini düşünmek, aslında büyük bir yanılgıdır. Vücudumuzun dinlenmeye de ihtiyacı vardır. Kasların büyümesi ve iyileşmesi, dinlenme sürecinde gerçekleşir. Dinlenmek, sporu daha verimli kılar; zira her gün yapılan aşırı egzersiz, kasların yorulmasına ve tükenmesine neden olabilir. Bu da aslında ilerlemeyi engeller.
Spor, sabır ve süreklilik gerektirir, anlık başarılar değil.
Spor yapmaya başladığında, her şeyin hemen değişeceğini ve hızla büyük sonuçlar elde edeceğini beklemek oldukça yaygın bir durumdur. Fakat spor bir maratondur. İlk haftalarda, hatta ilk aylarda büyük değişimler görmemen normaldir.
Sporu bir yük olarak görmemek, keyif almak önemli.
Spora başlamak bazen bir yük gibi hissedilebilir, özellikle de kendine çok fazla hedef koyduğunda. Spor, bir zorunluluk değil, keyifli bir aktivite olmalı. Başlangıçta sporu sadece hedeflere ulaşmak için yapmak, zamanla seni tükenmiş hissettirebilir ve sporu yapmak bir görev gibi görünmeye başlayabilir. Oysa spor, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal bir rahatlama kaynağı olmalıdır.
Spor, sabır ve süreklilik gerektiren bir yolculuktur. Başlangıçta mükemmel olmak zorunda değilsin; önemli olan, süreçten keyif almak ve kendine karşı nazik olmak. Her adım, gelişimin bir parçasıdır.
REFERANSLAR
https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/spora-baslamak-isteyenlere-onemli-oneriler
https://www.macfit.com/blog/fitness/spora-yeni-baslayanlar-icin-altin-degerinde-ogutler
SPOR YAPALIM, SPOR YAPTIRALIM - Gönüllüyüz BİZ
Kapak fotoğrafı yapay zeka tarafından oluşturulmuştur.