Milattan önce 734 ya da 733 yılında kolonici Archias’ın kurduğu, Cicero tarafından “en büyük ve en güzel Yunan şehri” ifadesiyle övülmüş Siraküza şehrinin en büyük ve en güzel evladından bahsedeceğim bu yazımda size. Antik Yunan matematikçisi, fizikçisi, astronomu, mühendisi, filozofu, mucidi… Gelmiş geçmiş en büyük bilim insanlarından birisi: Phidias’ın oğlu, Siraküza’lı Arşimet!
Milattan önce 287 yılında doğduğu tahmin edilen Arşimet’in insanlığa katkısı sizin ve benimkinin myriadlarca katıdır. Myriad nedir? Sayısız anlamına gelmekte, çok fazla anlamındaki sayısız. Yunancada 10000 kelimesinden türemiştir. Arşimet abi evreni doldurmak için gereken kum tanesi sayısının hesaplanamayacağı fikrini sorgulamış ve myriad kere myriadlardan oluşan bir sayı sistemi öne sürerek en sonunda 8 vigintilyon (yani 8×1063) kum tanesinin evreni kaplamaya yeteceğini öne sürmüş. Bunları yazdığı kitabı da Kral Gelo’ya adamıştır. Ne iyi adam.
Uğraştığı diğer boş işler şunlar:
Arşimet, kaldıraç yasasını açıklamıştır. Kaldıracı keşfetmemiş elbette fakat kaldıracın çalışma prensibini matematiksel kanıtlarıyla beraber “Düzlemlerin Dengesi Üzerine” adlı eserinde anlatmış.
“Bana bir dayanak noktası verin, kaldıraçla bütün dünyayı yerinden oynatayım.”
Arşimet, Arşimet prensibini ortaya koymuştur. Düzensiz şekle sahip bir cismin hacminin nasıl hesaplanacağını öğretmiştir. Dönemin kralı kendisine altın bir taç yaptırmış ancak tacı yapan kişilerin verdiği altının bir kısmını cebe indirip başka bir madenle tamamladığından şüphelenmiş. Arşimet’e de demiş ki durumun böyle olup olmadığını bir şekilde çöz. Çünkü milattan önce 246’da Siraküza’daki tek akıllı adam sanırım Arşimet. Neyse işte Arşimet de tamam kralım diyor ama nasıl yapacağını bilmiyor. Bir gün banyo yaparken görüyor ki banyoya girince suyun seviyesi yükseliyor. Kafasının üstünde bir ampul yanıyor! Üstüne bir şey almadan o anki heyecanla sokağa koşuyor ve “evreka!!!”diye bağırıyor. Buldum demek bu arada. Olay şu: tacı alıp su dolu bir kaba koyacak. Taşan miktar da tacın hacmini gösterecek. Tacın kütlesini de taşan suyun hacmine bölerek tacın yoğunluğunu bulacak. Eğer altının ufak bir miktarı bile ucuz bir maddeyle değiştirilmişse bu yoğunluk altınınkinden düşük olacak! Sonra görüyorlar ki gerçekten de kral şüphe etmekte haklıymış ve altının içine gümüş karıştırmışlar.
“Evreka!”
Arşimet bir de vida yapıyor. Tarihin ilk hidrolik makinelerinden olan Arşimet vidası suyu taşımaya yarar. Suyu yukarıdan aşağıya taşıyan bu vida aslında aynı yüzyıl biraz daha erken Mısır’da kullanılmış. Arşimet’in de İskenderiye’de gördüğü rivayet edilir fakat İskenderiye’ye gidip gitmediği tam olarak bilinmiyor. Bir başka iddia da bu vidanın Babil’in Asma Bahçeleri’nde sulama için kullanılan cihazların geliştirilmiş hali olduğu yönündedir. Bakalım bu siteye GIF koyulabiliyor muymuş.
Evet koyulabiliyormuş.
Arşimet bu vidayı Kral 2. Hiero’nun yaptırdığı, Klasik Antik Çağ’ın en büyük gemisinde de kullandığı söyleniyor. 600 kişi taşıyabilen bu geminin içinde cimnastik salonu, Afrodit tapınağı ve bahçe dekorasyonları varmış. Güç gösterisi adına yapılan bu geminin alt kısımlarında Arşimet vidası su sızması durumunda suyu yukarıya çıkarmak için kullanılmış. Bu arada dünyanın pervaneli ilk deniz gemisi, 1839'da denize indirilen ve pervane üzerindeki çalışmaları nedeniyle Arşimet’in adını taşıyan SS Archimedes'ti.
Syracusia.
Benim matematik düşmanı olmam nedeniyle kısaca yazıp geçeceğim ama aslında hiç de öncekilerden daha önemsiz olmayan şeyler de var. Arşimet, modern kalkülüs ve analize zemin hazırlayan pek çok şey başarmıştır. Geometrik teoriler üretmiş, kanıtlamıştır. Bir dairenin alanı, bir kürenin yüzey alanı ve hacmi, bir elipsin alanı, bir parabolün altındaki alan, bir dönme paraboloidinin bir parçasının hacmi, bir dönme hiperboloidinin bir parçasının hacmi ve bir spiralin alanı hep onun eserleridir.
Bu akşam bu yazıyı yazmama sebep olan şey ise İkinci Pön Savaşı ve bu savaşta yurdunu savunmak adına Arşimet’in yaptıkları. Romalılar Fenikelilere Pön diyorlardı. Toplamda 3 Pön savaşı oluyor ve bunların hepsinde Roma galip çıkıyor.
Savaşların tarihine çok giresim var fakat girmeyeceğim. Zaten demin öğrendim. Çok merak eden olursa bana ulaşsın anlatırım. 2. Pön Savaşında bir Yunan kolonisi tarzı bir şey olan Sirakuza bu savaşta Kartaca’nın tarafını tutmuş ve bunun üstüne milattan önce 213’te Romalılar, Sirakuza kapılarına dayanmıştı. Arşimet de yerinde durmamış, sahip olduğu her şeyle şehri savunmaya koyulmuş. Çeşitli savunma aletleri üretmiş. Menzili ayarlanabilir mancınık bu aletlerin en önemlilerinden. Pençe adını verdiği bir vinç de yapmış. Surlara yaklaşan gemileri kavrayıp alabora eden bu alet, Roma tarafına büyük zorluk çıkarmış. Hayali bile büyüleyici değil mi? Bir de gemileri yaktığı bir güneş fırını yaptığı söylentileri var ancak bunun doğru olmadığı düşünülüyor çünkü Arşimet’in o yıllarda ulaşabileceği materyalleri kullanarak gemi yakacak güçte bir güneş fırını yapması pek mümkün değil.
Pençe ve ışınlar.
Savaşların kaybedildiğini söylemiştim. Arşimet’in uğraşlarına rağmen Roma galip geliyor. Arşimet’in ölümüne dair Plütark tarafından söylenen 2 senaryo var. Birincisine göre Arşimet bir diagram üzerine çalışırken Roma askeri gelir ve ona General Marcellus ile görüşmesini söyler. Arşimet de bir problem üzerinde çalıştığını ve bunu bitirmesi gerektiğini söyleyerek askerin emrini reddeder. Bunun üzerine sinirlenen asker de kılıcıyla Arşimet’i öldürür. Diğer hikayeye göreyse Arşimet matematikle ilgili alet ve edevatlarını taşırken, bunların değerli ganimetler olduğunu düşünen bir asker tarafından öldürülür.
Arşimet’in son sözleri “Çemberlerimi bozma!” olarak kabul edilir.
Cicero abi Sicilya’da çalışırken Arşimet’in mezarı olduğunu düşündüğü bakımsız bir mezar bulmuş. Bu mezarın etrafını temizleyince de görmüş ki üstünde Arşimet’in en sevdiği matematiksel ispatın bir heykeli var. Bu da böyle bir bilgidir. Bir gün gidip de görmek isterim.
Arşimet’in bir biyografisini ilkokulda okumuş ve ona hayran kalmıştım fakat bu hayranlığımı tamamen unutmuşum. İyi ki elime blog yazacak konu ararken tarih kitabı aldım da karşıma çıktı. Kendisini hatırlamış ve sizlere de hatırlatmış oldum. Bu adam milattan önce bu kadar şey başarmışsa bizim hiçbir bahanemiz yok. Blackboard ve Panopto’nun olmadığı zamanlardan bahsediyorum farkında mısınız? Adam dev bir pençe yapmış gemileri alabora etmek için daha havalı bir şey yapmayı bırak düşünemiyorum bile.