Sosyal medyada gezinirken muhtemelen “brain rot” ifadesine denk gelmiş olabilirsiniz. Özellikle gençler arasında yaygınlaşan bu terim, artık sadece bir espri değil; dijital çağın ruh halini anlatan yeni nesil bir tanım haline geldi. Ama gerçekten ne anlama geliyor bu “brain rot”? Ve neden bu kadar çok kişi bu hissi paylaşıyor? Hadi bunu beraber inceleyelim.
“Brain rot”, kelime anlamıyla “beyin çürümesi” gibi ürkütücü dursa da aslında daha çok zihinsel yorgunluk ve dikkat dağınıklığını tarif eden bir ifade. Her gün saatlerce sosyal medyada vakit geçirmek, sürekli video izlemek, saatlerce Tiktok ve İnstagram içeriklerini kaydırmak... Bu alışkanlıklar zamanla beynimizi “hızlı ve yoğun” içeriklere bağımlı hale getiriyor. Sonuç mu? Kitap okuyamıyoruz, uzun videolar sıkıcı geliyor, derin sohbetler zorlaşıyor. Dikkat süremiz kısalıyor, zihnimiz sürekli bir yerlere kayıyor. Tam olarak “brain rot” dedikleri şey işte bu.
Her boş anımızda elimiz telefona gidiyor. Sıkılmak, beklemek, hiçbir şey yapmamak artık neredeyse imkânsız hale geldi. Çünkü beynimiz o kadar çok uyarana maruz kalıyor ki, sıradan şeyler artık bize “yeterince ilgi çekici” gelmiyor. Dopamin bağımlısı bir beyinle yaşıyoruz, ama farkında bile değiliz.
Bu durum sadece sosyal medya kullanımıyla ilgili değil. Pandemiyle birlikte ekran başında geçirdiğimiz zaman ciddi şekilde arttı. Dersler, toplantılar, arkadaş sohbetleri bile online platformlara taşındı. Beynimiz hem eğlenmek hem çalışmak hem de sosyalleşmek için aynı cihaza bağlı kaldı. Bu da dikkatimizin daha da dağılmasına ve zihinsel yorgunluğun kalıcı hale gelmesine neden oldu.
Peki bu durumdan kurtulmak mümkün mü? Elbette! Her şey farkındalıkla başlıyor. Günlük ekran süreni kontrol etmek, sosyal medya kullanımına sınırlar koymak, bilinçli tüketici olmak ilk adım olabilir. Ama en önemlisi, beynine nefes alabileceği alanlar açmak. Sessiz kalmak, sıkılmak, doğada yürümek, kitap okumak ya da sadece birkaç dakikalığına hiçbir şey yapmadan oturmak... Bunlar basit ama etkili çözümler.
“Brain rot” modern çağın sessiz ama yaygın bir problemi. Onu mizahi bir şekilde adlandırıyoruz ama etkileri gerçek. O yüzden arada bir telefonu elimizden bırakıp, sadece kendi düşüncelerimizle kalmayı denemeliyiz. Belki ilk başta bu bize zor gelebilir ama zamanla zihnimiz bize teşekkür edecek.