Her milisaniyede bir fotoğraf çekebilen bir kameranız olsa neyin fotoğrafını çekemezdiniz? Işık desen olmaz, fotoğraf makinesi zaten ışıkla çalışıyor. Mikroskobik canlılar(mikroskoba sahip değilseniz), duygularınız, fikirleriniz ve sanırım vampirler hariç üstüne yeterince ışık düşen her şeyin fotoğrafını çekebilirdiniz.
Size bilim insanları, bakın koskoca bilim insanları diyorum, bu kamerayla az kalsın bir rögar kapağının fotoğrafını çekemiyorlardı desem inanır mıydınız?
Yıllardan 1957. Mayıs sonu Ekim başı böyle… Tabii kafalar rahat. Pandemi öncesi, dolar daha iki lira falan. İşte o sıralarda Amerikan bilim insanları Nevada’da birtakım testler yapıyorlar. Nükleer testler bunlar. Tam 29 patlama gerçekleşiyor bu testler sırasında. Bilim insanlarını severim, insanlığın gelişmesi ve hayatlarımızın kolaylaşması için çok şey yapıyorlar, tabii ki en kısa zamanda en çok insanı nasıl öldürebiliriz diye düşünüp de bunun üzerine çalışmadıkları zamanlar. Bu testler maalesef hayatımız kolaylaşsın diye yapılanlardan değil. Nükleer savaş başlığı ve kıtalararası füzelerin geliştirilmesi gibi kötü bir amaca hizmet etmiş.
Bu testlerden Pascal A isimli olanı ise bir güvenlik testi. Nükleer savaş esnasında sivilleri nasıl koruruz acaba bakmak istemişler. Bu abiler 1,2 metre genişliğinde ve 150 metre derinliğinde bir çukur kazmış sonra üstünü 1,5 metre kalınlığında bir betonla kapatmışlar patlamayı tutuyor mu tutmuyor mu görmek için. Patlama, beklediklerinin 50,000 katı büyüklükte gerçekleşmiş ve tabii ki tehlikeli madde dışarıya sızmış.
Bir süre sonra bu testin aynısını farklı şekilde denemişler. İsmi de Pascal B. Bu sefer 120 metre kazmışlar dibine de nükleer bombayı koymuşlar. Dr. Robert Brownlee isimli arkadaş da yarım ton beton dökmüş bu çukurun üstüne. Robert abimiz uyarmış bu bilim insanlarını, olmaz demiş. Yapmayın, başarısız olacaksınız demiş de dinleyen olmamış. Sonuç olarak patlama betonu anında buharlaştırmış ve 800 kiloluk kapağın altında muazzam bir basınç oluşturmuş. Bu basınca dayanamayan kapak da fırlayıp gitmiş ama nasıl gitmiş biliyor musunuz bakın SAATTE 200,000 KİLOMETREye ulaşmış. Şu an Dünya üzerindeki en hızlı jet saatte 3540 kilometre hızla gidebiliyor. Bu kapak Dünyanın çevresini yalnızca 3.42 dakikada dolaşabilirdi. Ay'a 2 saatte gidebilirdi. Ne yapmayı tercih etti bilmiyoruz.
İşte, fotoğrafını az kalsın çekemedikleri kapak budur. Böyle bir delikanlıdır. Milisaniyede bir fotoğraf çeken kameraya sadece bir karede yakalanmıştır. Bir daha da görülmemiştir. Uzayda olduğunda dair popüler söylentiler olsa da büyük ihtimalle atmosferi geçerken küle dönmüştür. Kim bilir, belki de uzaya çıkabilmiştir.