Teknolojinin hızla gelişmesi, hayatımızın her alanında büyük değişimlere yol açıyor. Gerek sağlık sektörü, gerek teknoloji sektörü, gerekse diğer sektörler artık hep teknolojiye yönelik yol izliyor. Özellikle yapay zeka, birçok sektörde iş gücüne duyulan ihtiyacı azaltıyor. Bu durumu hem bir avantaj hem de bir dezavantaj olarak görüyorum. Çünkü çoğu sektörde iş gücünün yerini teknoloji alacak.
Bir yandan, teknolojinin gelişmesi işleri daha hızlı, daha verimli ve daha düşük maliyetle yapmamızı sağlıyor. Üretim süreçlerinde insan hatasını minimize eden sistemler sayesinde kalite artıyor, sağlık sektöründe yapay zeka teşhis sürecini hızlandırıyor, müşteri hizmetlerinde chatbotlar anında yanıt veriyor. Ancak tüm bunlar, birçok mesleğin gelecekte insan gücüne ihtiyaç duymayacağı anlamına da geliyor. Yani bu da insanlar için ciddi bir problem haline gelecek. Geçim sıkıntısı git gide artacak ve bu da çok daha büyük sorunlara sebep olacak.
Özellikle tekrarlayan ve fiziksel güce dayalı işler, teknolojik ilerlemeler karşısında en çok etkilenen alanlardan biri. Fabrikalarda kullanılan robotlar, kasiyersiz marketler ve hatta sürücüsüz araçlar, yakın gelecekte milyonlarca insanın işsiz kalabileceğini gösteriyor. Bu beni hem düşündürüyor hem de endişelendiriyor. Çünkü ekonomik sistemlerimiz halen büyük ölçüde insan emeğine dayalı ve teknolojinin iş gücü ihtiyacını azaltması, sosyal eşitsizlikleri derinleştirebilir. Ayrıca teknolojinin insani hataları azaltacağı söyleniyor. Ancak teknolojiyi yaratanlar da insanlardır ve teknolojinin de az da olsa hata payı vardır.
Ancak bu duruma tamamen karamsar yaklaşmak da doğru değil. Tarih boyunca her büyük teknolojik devrim, başlangıçta bazı meslekleri ortadan kaldırırken yeni iş alanları da yarattı. bu da belki insanların teknolojinin karşısında işini kaybetmesini azaltabilir. Önemli olan, bu değişime ayak uydurabilmek ve kendimizi geleceğin mesleklerine hazırlayabilmek. Sürekli öğrenmek, yaratıcılığı ön planda tutmak ve teknolojiyle birlikte hareket edebilmek kritik öneme sahip.
Sonuç olarak, teknoloji ilerledikçe iş gücüne olan ihtiyaç azalıyor gibi görünse de aslında yeni fırsatlar da doğuyor. Tabi bu fırsatlar dengeli bir halde olmalıdır ki hem teknolojiyi verimli kullanalım hem de insanlar işini kaybetmesin. Esas mesele, bireyler olarak bu değişime nasıl adapte olacağımız. Kendi adıma, gelecekte iş dünyasında var olabilmek için öğrenmeye ve kendimi geliştirmeye devam etmeyi planlıyorum. Teknolojiyle yarışmak yerine, teknoloji ile iş birliği yağmak doğru bir karar olacaktır.