Gezme modumuzda olsak bile “Amaan kalabalıktır şimdi” deyip bazı rotaları es geçebiliriz belki ama bu pazarı göz ardı etmek mümkün değil! Her pazar sabahı, Madrid’in Latina Mahallesi'nde ‘El Rastro’ pazarı kuruluyor ve bu Madrid'in hafta sonu ritüellerinden biri haline gelmiş, adeta bir karnavalı andıran capcanlı bir açık hava pazarı. Hiçbir şey almasanız bile gezip görmesi bile çok keyifli bir pazar. Eğer şehirdeyseniz, bu renkli ve canlı pazarı ziyaret etmek için harika bir fırsatınız var demektir.
Burada kelimenin tam anlamıyla bir hazine avı yapabilirsiniz ve uygun fiyatlı birçok şey bulabilirsiniz. Kendime 1 euro ödeyerek aldığım yazlık kıyafetlerden bahsetmiyorum bile… Dolabınızı tamamen yenileyebilirsiniz. Posterlerden kıyafetlere, antika eşyalardan ev dekorasyonuna kadar her türlü obje ve ürünü bulmak mümkün. Özellikle pazarın antika ürünlerinin olduğu kısmı gerçekten etkileyici. 1900’lerden kalma fotoğraflar ve oyuncaklar zamanda yolculuğa çıkmış gibi hissettiriyor. İspanyollara ait geçmişten kalma kıyafetler ve oyuncaklar Türk kültüründen oldukça bağımsız. Beni etkileyen taraf aslında pazarın bu yönüydü. Evet, Kadıköy pazarında da antika eşyalara ulaşabiliriz ancak farklı bir kültürün geçmişine doğru yola çıkmak bambaşka hissettiriyor. Pazarı bu kadar anlattıktan sonra isminin hikayesinden de bahsetmemek olmaz. Neden Rastro demişler bu pazara? El Rastro, İspanyolca'da "yol" anlamına geliyor. 1940’lı yıllarda bu yol, Madrid'in et ihtiyacını karşılayan bir yermiş. Yani, halk bu yolu kullanarak et kesim yeri olan kesimhaneye gidermiş. İşte bu yüzden buraya El Rastro denilmiş.
Rastro Pazarı atmosferiyle beni gerçekten etkiledi. Madrid'in bu renkli köşesini ziyaret etmek, gerçekten çok kryifli bir deneyim. Eğer şehirdeyseniz ve pazar günü için planınız yoksa, kesinlikle Rastro Pazarı'nı ziyaret etmeyi düşünmelisiniz. Eminim siz de benim gibi çook etkileneceksiniz...