Türk kültüründe yüzyıllardır yaşanan gelenekler, her yıl belirli zamanlarda toplulukları bir araya getirirken, aynı zamanda geçmişin izlerini de taşır. Bu geleneklerden biri de Edirne'nin Keşan ilçesine bağlı Çamlıca beldesinde her yıl 6 Ocak’ta kutlanan ve adeta bir masalın içinden fırlamış gibi gelen Bocuk Gecesi. "Bocuk", Türkçe'de kışın en sert, en soğuk gecesi anlamına gelirken, bu geceyi kutlama şekli ise oldukça renkli ve mistik bir atmosfere sahiptir. Tıpkı Cadılar Bayramı’nda olduğu gibi gençler ve çocuklar yüzlerini boyayıp, maskeler takarak birbirlerini korkutur.
Gecenin önemli simgelerinden biri olan kabak, her evde pişirilir. İnanışa göre, kabak pişen evlere Bocuk giremez. Bu yemeğin yanı sıra akıtma, kar suyunda haşlanmış mısır, armut, ayva, çekirdek, badem, fırınlanmış yer fıstığı ve ceviz gibi lezzetler de sofraları süsler. Ancak Bocuk Gecesi sadece bir yemek kutlaması değil, aynı zamanda mistik inanışların da bir araya geldiği bir gecedir. Geleneksel olarak Bocuk'u varlık olarak temsil eden gençler, yüzlerini boyayıp Bocuk dansı yaparlar ve beyaz çarşaflar içinde dolaşırlar. "Bocuk geliyor!" diye bağırarak evlerin camlarına vurarak içeridekileri korkuturlar.
Gecenin doruk noktası ise insanların meşaleler eşliğinde beldenin merkezine yürüyerek, burada yakılan ateşin etrafında korku hikayeleri anlatılır. Bocuk Gecesi, Türk halk kültürünün zenginliğini ve mistik dokusunu en iyi yansıtan kutlamalardan biridir. Cadılar Bayramı'na benzerlik gösterse de, tamamen yerel bir tat ve anlam bütünlüğü sunar. Her yıl 6 Ocak’ta gerçekleşen bu kutlama, geçmişin izlerini günümüze taşıyan bir miras olarak yaşamaya devam ediyor.